Özelleşiyoruz, güzelleşiyoruz

İlk 3 ay rakamlarına göre özelleştirmeden devletin kasasına giren para 600 milyon dolar. Yıllık hedefin (1.6 milyar dolar) üçte biri tamam. Aslan payı, TÜPRAŞ'ın yüzde 14'ünün borsada yabancıya satışından sağlanan 450 milyon dolar. Sırada PETKİM'in halka arzından beklenen 250-300 milyon dolar var. İhalesi bitmiş ve imza bekleyenlerin tutarı ise 650 milyon dolar. TÜPRAŞ'ın yüzde 51 blok satışı için de iki hafta içinde yeniden ihaleye çıkılıyor. Eğri oturalım, doğru konuşalım. 2000 yılında, GSM ihalesinin etkisiyle sağlanan 2.7 milyar doları saymazsak, Türkiye "makus özelleştirme talihi"ni bu defa yenebilecek gibi görünüyor. Geçen seneki 1.2 milyar dolardan sonra, bu yıl da (TÜPRAŞ hariç) 1.6 milyar dolar, hiç de fena bir rakam değil. ? Al sana kaynak Türkiye'ye portföy yatırımı için gelen yabancı parayı "öcü" diye lanetleyenler ile özelleştirme kavramına karşı çıkanlar genelde örtüşüyorlar. Aynı zihniyetin, yabancılara mülk satışını da "esen yelden hile sezen" bir mantıkla lanetlediklerini hatırlayın lütfen. Üstelik, mülk satışı yoluyla gelen yabancı paranın, en kalıcı sermaye olduğunu ve ülkemize faydalı olduğunu söyleyen benim gibi yorumcular da neredeyse "vatan haini" ilan edilmişlerdi. Gerçi özelleştirmeye, mülk satışına karşı bu şekilde yaygara yapanlara sorsanız, yabancı sermayeye karşı olmadıklarını, ülkenin ihtiyacını bildiklerini söylerler. Gelin görün ki, bir süre sonra "ama"lar, "fakat"lar, "ancak"lar ve zihinlerin gerisindeki önyargılardan beslenen bilumum "çatallaşmış sözler" sökün ederler. Öyle veya böyle, bu ülkenin, portföy yatırımı olarak da, doğrudan yatırım olarak da yabancı sermayeye ihtiyacı vardır. Hem iktisadi gelişim için, hem de bu gelişimin devamlılığının sigortası olarak... O sebeple, bu ülkeyi "gerçeklerin ışığında ve aklıyla seven" bir yurttaş olarak başarılan her özelleştirme haberiyle, ülkemizden mülk alan, yatırım yapan her yabancı haberiyle, turizmdeki her artış haberiyle mutlu oluyorum, sürur duyuyorum. Tavsiye ederim, siz de duyun...