Bir yıla daha özelleştirme konusunda kocaman laflar ve iddialı hedeflerle giriyoruz. Geride bıraktığımız seneye de aynı minval üzere başlamıştık. Bitirirken ise yine " neden olamadığını" anlatıyoruz. Özelleştirme'nin mevzuatını yazan, idaresini kuran, yani resmi hedefleri arasına koyan ilk devletlerden biriyiz. Bunca erken yola çıkmasına rağmen, neredeyse bir arpa boyu yol gidebilen, kendi koyduğu özelleştirme hedeflerine ulaşılmasını engelleyen "yegane" devlet de tartışmasız Türkiye'dir. "KİT'ler özelleştirilmeli" denildiğinde doğanlar şimdi üniversiteyi bitiriyorlar. Biz ise hâlâ Tüpraş'ın, Tekel'in, THY'nin, Petkim'in, Telekom'un özelleştirilmesinin gecikmelerini konuşuyoruz. Havanda su dövüyoruz yani, kimse kimseyi kandırmasın. ÖİB Başkanı Metin Kilci, bu seneyi de hüsranla geçirmelerinin sebebini "ekonominin hazır olmamasına" bağlıyor. Esas sebep, aslında trenin kaçmış olması. Türkiye dünyadaki özelleştirme katarının son vagonuna yetişmek için çabalıyor. Bu işin dünyada cazip olduğu, pazarın canlı olduğu 1990-1997 arasını bu ülke statükonun ve bürokratik hegemonyanın engelleri ile boğuşarak harcadı. Hangi özelleştirme gündeme geldiyse askerinden hukukçusuna herkes konunun bir tarafından çekiştirdi. Özelleştirmeyi yapacak otorite ise bir yandan sistem egemenlerini iknaya, diğer yandan mevzuat labirentlerini aşmaya çalışırken, aynı zamanda satacağı mala müşteri bulmaya çalıştı. Metin Kilci de bunların farkındadır, belki de söylemek istiyordur. Ama bir kamu görevlisi olarak, "zülfiyare dokunmak"tan çekiniyordur, kim bilir. "Özelleştirmeme" için azami gayret sarf edenler de neticede bunu "düzeni koruma" adına, "vatan-millet adına" yaptılar. Lakin, zaman doğruyu yanlıştan ayırt etmemizi sağlayan en güzel katalizör. Geldiğimiz aşama ortada. Değeri her geçen gün düşen, müşteri bile bulurken zorlandığımız "devlet malları". Ülke'nin refahına katkı sağlama potansiyelleri her geçen gün azalan KİT'ler. Telekom Mayıs'ta satışa çıkıyor. Teklifleri hep birlikte göreceğiz ve 1995'te 20-25 milyar dolar eden bu "devlet malı"nın satışını "cansiperane" mücadele ile engelleyen Mümtaz Soysal'ı hayırla (!) yad edeceğiz. O da herhalde Telekom gibi kıymetli bir "kamu değeri"nin devlette kalmasını sağlayarak ne büyük hizmet yaptığını düşünecektir. Ama bu "kamu değerinin" değeri neredeyse beşte bir seviyesine düşmüş, ne gam!