Normalleşme ve sivilleşme zihinlerde kolay olmuyor. Erbakan'ın cenazesinde bunu bir kez daha idrak ettim. Cenazeye generallerin katılmasına ve TSK'nın çelengine yüklenen anlamlar, yapılan yorumlar askerin siyaseten -hâlâ- ne denli önemsendiğini gösteren ibretlik misaller... Generallerin katılımını "askerin özürü" sayanlar mı istersiniz, askerî vesayetin 'resmen' bittiğini muştulayanlar mı? Bir de 'dün silmeye çalıştığınız adamın cenazesine böyle gelirsiniz işte' havası çalanlar var. *** Oysa ne özür var ortada, ne kabulleniş... Askerin siyasette etkin olma talebinden vazgeçtiği falan da yok. Balyoz'dan yargılanan 3 generalin atamasını ısrarla yapmaları, Sayıştay ve ombudsmanlık kanunlarının TSK'yı kapsamasına itiraz etmeleri kaç ay oldu şunun şurasında? *** Bu ülkede muazzam bir mücadele var, değişim isteyen toplum iradesi ile müesses nizam arasında... Bu mücadelede, müesses nizamın sahipleri, karşı tarafı geriletebilecek her argümanı kullanmaya çalışıyor. Düzenin değişmesine direnen bir cephe de var haliyle... İşte bu cephenin genişlemesi için sempati uyandıracak yöntem ve açılımlar yapılıyor, yapılacak da... *** Vefatından sonra ulusalcı-laik zümrede patlayan Erbakan sempatisini fark etmemiş olamazsınız. 28 Şubat'ta linç ettikleri, ismi bile tüylerini diken diken eden Erbakan'ı "hayırla" yâd etmeye başladılar. Bunun sadece "insani duygusal" nedenlerle olduğunu düşünmüyorsunuzdur herhalde... *** Erbakan'ın cenazesi, müesses nizam savunucuları için bir cephe genişletme fırsatı idi, değerlendirdiler. Bundan sonra da benzer fırsatları değerlendirecekler. Son 5 yılda uyguladıkları yöntemler işe yaramadı. İrtica yaygarası, endişeliyiz velvelesi tutmadı. 'Hot-zot'lar, "filan general, falan rektör son noktayı koydu" türü ayar vermeler tesirini kaybedeli çok oluyor. Şimdi sempati yoluyla cephe genişletme yöntemi devrede.. Bir de mağduriyet ve "baskı var ama direneceğiz" türü duygusal ajitasyonlar.. Tutar mı? Hiç zannetmiyorum. Bu ülkede müesses nizam miadını dolduralı çok oldu. Ölü yüzüne makyaj olmaz ki...