Para kurulu da nereden çıktı?

Steve Hanke... Ünlü ekonomist... Türkiye'yi de yakından takip eder. "Paranızı euroya endeksleyin ve para kurulu sistemine geçin" demiş. Yani Merkez Bankası'nın para politikası üzerindeki otoritesini sınırlamayı, ve döviz karşılığı para basan bir konuma döndürmeyi önermiş. Neden mi? Verdiği beyanattan tam olarak anlaşılamamakla birlikte, Türk Lirası'nın değerlenmiş olmasını temel sebep olarak gösteriyor Hanke. YTL, izafi olarak değerli görünebilir ama, serbest kur rejiminin doğasında olan arz talep dengesi içinde yerini bulabiliyor. Oysa Türkiye 1994, 1996, 1998 ve 2001 krizlerinde her defasında tepetakla olurken yanıbaşında hep "kontrollü veya sabit kur" sistemi vardı. Ama her defasında da ödemeler dengesi allak bullak oldu, döviz ile işi olan kim varsa herkesin de beli kırıldı. O tarihlerde bir gecede yaşanan devalüasyonları hatırlayın lütfen. Halbuki 2001'den sona sabit kur ısrarından vazgeçildi ve ilk defa Türkiye bir küresel türbülanstan "döviz krizi" olmadan çıkabildi. Araç ve amaç Fiyat istikrarının sağlanması, yani enflasyonu alt etmek Merkez Bankalarının temel amacı ise, o amaca ulaşmaları için ellerine araç da vermek gerekir. Oysa para kurulu, para otoritesinin, yani MB'nin para politikası üzerindeki söz hakkını neredeyse sıfırlayan bir sistemdir. Tek vazifesi "ekonomiye giren döviz miktarı kadar para basmak" olan bir Merkez Bankası, aslında darphaneden başka bir şey değildir ki. Kaldı ki Türkiye tarihinin en başarılı enflasyon mücadelesin son 4 yılda yaptı. Zira "mücadele ediyormuş gibi" değil "gerçekten ve gereği yapılarak" mücadele edildi. Konjonktürel etkilere daha açık olan kur silahı yerine, "daha kontrol edilebilir" olan faiz silahının tercih edilmesi de bu mücadelenin etkinliğini artırdı. Türkiye'nin sürdürdüğü para politikası başarılı ve doğru bir politikadır. Uygulamada kimi zaman rötüşlar veya hızlandırmalar yapılması gerekebilir. Ama politikanın temelden değiştirilmesi, hele ki "para kurulu" gibi fanteziler, bugüne kadar elde edilen kazanımların göz ardı edilmesi olur. Bakan Babacan iki hafta önce çok net biçimde "kur politikamız kesinlikle ve hiçbir surette değişmeyecek" derken herhalde bu fantezilerin önünü kesmeyi düşünmüş olsa gerek...