Piyasalar Kıbrıs'a çok angaje oldu

A -
A +

Dünyada birçok konuda olduğu gibi Kıbrıs probleminde de "Murphy kuralı" işliyor galiba. Altını (gücü de diyebilirsiniz) olan kuralı koyar der biliyorsunuz bu kural. "Artık bir masa etrafında bir araya gelmez" denilen insanlar toplandılar ve "artık geçerli olmadığı" bizzat müellifi tarafından ilan edilmiş olan Annan planını görüşmeye başladılar New York'da. En kötü çözüm bile çözümsüzlükten iyidir düşüncesine sahip olanlar umutlanırken, çözümsüzlük, yani statükonun muhafazası çözümdür diyenler germeye ve gerilmeye devam etmekteler. Kıbrıs'taki çözümün Avrupa Birliği üyeliğine katkısını iyi idrak eden piyasalar da haliyle müzakerelerden bir çözüm çıkması umudunu taşıyor. Zira, çözümsüz bir Kıbrıs'ın iktisadi ve siyasi açıdan Türkiye'nin önüne getireceği sorunları çok iyi görüyor yatırımcılar ve analistler. Herkesin gözü ve kulağı görüşmelerden gelecek haberlerde. Ekonomiyle ilgili insanların, neredeyse tam bir konsensüs içinde, Kıbrıs meselesinin çözümüne odaklanmaları güzel belki ama, negatif bir sonuç çıkması durumunda, piyasaların bu konsantrasyonu çok ters de tepebiliyor. Çözüm olacak gibi ama... Tamamıyla kesilmiş bulunan süreci yeniden başlatan dinamikleri düşündüğümüzde ve Ak Parti hükümetinin de bir ara kaybettiği ama yeniden yakaladığı çözüm kararlılığını dikkate aldığımızda, bu defa "gerçekten çözüm" süreci başlayacak gibi görünüyor. Muhtemelen siz bu yazıyı okuduğunuzda, çözüm veya çözümsüzlük sinyalleri de gelmiş olur. Üzerinde durmak istediğim konu şu: Müsbet bir sonucun ekonomik ve siyasi etkileri tabii ki çok çok iyi olacaktır. Türkiye 1 Mayıs'tan sonra yaşayacağı komplikasyonlardan korunmuş olacaktır. Üyelik sürecinde eli güçlendiği için ekonomik güven seviyesinde artışlar olacaktır. Ancak, negatif bir sonuç çıkması durumunda da buna dünyanın sonu gözüyle bakmamak gerekir. Tabii ki moral bozukluğu olacaktır. Siyasi ve iktisadi etkilere maruz kalabilir Türkiye. Ama şunu bilmek gerekiyor. Kıbrıs, eninde sonunda çözüm sürecine girecektir. Statüko savunucuları, ülke içinde direnç gösterebilirler belki ama, global konjonktürün akış mecrasına karşı da çok fazla direnemeyeceklerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.