Piyasanın bekledikleri

Bir hafta boyunca hop oturup hop kalktıktan sonra, iki gündür nispeten sakin bir döneme girdik piyasalarımızda. Seçim ertelendi - ertelenmedi derken, Irak'a asker tezkeresi hiçbirimizin beklemediği bir hızda gelip geçti. Açıkçası piyasa oyuncularının tezkere beklentisiyle çok oynayabilme fırsatı bulamadıklarını düşünüyorum. Bilhassa borsa kurtları, tezkerenin Meclis serüveninin bir iki hafta sürebileceğini tahmin ediyorlardı. Bu süreçte de, bir sürü haber, beklenti, geçecek - geçmeyecek spekülasyonu yapabileceklerdi. Ancak konu, jet hızıyla genel kurula geldiği gibi, aynı hızla oylandı ve geçti. Halbuki, güzide borsacılarımız tezkere üstüne senaryolar yazacaklar, "geçecekmiş, alalım" veya " oylama kritik gibi, verelim" şeklinde speküle edeceklerdi piyasayı. Lakin gafil avlandılar. Hükümet bu defa tecrübeliydi ve işi hiç sulandırmadı. Başbakan Erdoğan da partisi ve grubu üzerindeki liderlik hakimiyetini teyit etmiş oldu. Bono veya borsa yatırımcıları beklentiler üzerine hareket ederler. İşin doğası böyledir. Mevcut beklentiler gerçekleştiğine göre, yakın vadede yeni gelişmeler neler olabilir diye bir göz gezdirelim isterseniz: 1. Faiz indirimi: Bono bileşik faizleri yüzde 30'a geldi dayandı. Bu oran, benim meslek hayatım boyunca gördüğüm en düşük bono faizi. Bankaların Merkez bankasından fonlama maliyetleri yüzde 33 civarında, yani bonoya göre negatif. O halde faiz indirimi umulabilir. Ancak Merkez, 2004 bütçesinin netleşmesini bekleyebilir. Neden mi? O halde ikinci beklentiye geçelim. 2. 2004 bütçe taslağı: Hükümet 2003'te faiz dışı fazlayı tutturuyor. Ama inandırıcılığını pekiştirmesinin yolu, 2004'te de aynı performansı göstermesidir. Analistler, bütçe rakamlarının, özellikle gelir hanesinin inandırıcı olması durumunda beklentilerin daha müspet hale geleceğini düşünüyorlar. Gerçekçi ve disiplinli bir bütçe, 2004 enflasyon beklentilerini de şekillendireceği için, MB'nın faiz oranlarına yönelik kararına da dayanak olabilir. 3. AB ilerleme raporu: 40 yıllık rüyamız AB üyeliğinde, siyasi kriterleri kağıt üzerinde tamamlamış bir ülke olarak, 5 Kasımda çıkacak ilerleme raporunu bekliyoruz. Raporda veya Aralık ayındaki zirvede müzakere ve üyelik için tarihler telaffuz edilmesi durumunda, trenin tekeri dönmeye başlayacak demektir. Orta vadeye yönelik umutlar ve en önemlisi doğrudan yabancı yatırımların gelebileceği ihtimali beklentileri kuvvetlendirecektir.