Bürokrat veya siyasetçi olarak ülkeye hizmet eden insanlar, tabii olarak toplumsal bir kimliğe sahip oluyorlar. İlhan Kesici buna kamu kişiliği diyor. Yani aldığı tavır, söylediği söz sadece kendisini değil, kamuyu da ilgilendiren bir insan, "kamu kişiliği" oluyor. Kesici kendisini de bu tarifin içine koyuyor ve bu tarifin manevi sorumluluğunu da üstleniyor bir bakıma. www.ilhankesici.org adresindeki şahsi web sitesini de, kişisel olmaktan ziyade kamusal bir içerikle ve "geçmişten geleceğe hal beyanı" olarak biçimlendirmiş. İnsanlar siyasi ve fikri olarak tekamül ederler; gelişirler, değişirler. Lakin, insanı inanılır kılan değişim veya gelişim çizgisinin tutarlılığıdır. Kesici bu tutarlılığı eylemle de söylemle de teyit eden siyasetçilerden. Türkiye üzerine tespitlerini dinlerken, bir cümle dikkatimi çekiyor: "Adı seçim olan herşey iki turlu olmalı; zira bu ülkede polarizasyon çok fazla." El hak doğru. İnsanların kutuplaşma derecesinde keskin hatlarla ayrıştıkları kaç ülke vardır ki. Halbuki Türkiye, sürekli konuşan ama muhatabına sağır olan insanlarla dolu. Fikri bir ortak payda bulmanın imkansızlaştığı ortamlarda iki turlu seçim, bulunamayan ortak paydayı sağlamaz mı acaba? Ehven yol Halktan mutlak yetki alan bir seçim için oyların en az yüzde 50'sinin bir yerde toplanması lazım. Pratikte bunu sağlayacak yegane çözüm, iki turlu seçimdir. Türkiye'nin bu konuyu da, başka birçok konu gibi, "kavramsal olarak" tartışabiliyor olması lazım. Ama gelin görün ki, statükoyu tabulaştıran zihniyet o kadar belirleyici ki, birşeylerin değişimini öngören her teklif, fikir veya girişim, "taş gibi bir mukavemet" ile karşılaşıyor. Şartların gerektirdiği, ihtiyaçların belirginleştirdiği her değişim talebi, "müesses nizama tehdit" gibi algılanıyor ve statüko "maalesef" galebe çalıyor. "Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız" diyen İlhan Kesici, aktif siyasette "pivot" bir rol oynamaya hazırlanıyor. "Hesap verilebilirliği" önemseyen insanların siyasetin kurallarını belirlediği bir Türkiye, "ülkesever" her insanın özlemi olmalı. Çerçevesini menfaatlerin değil ilkelerin çizdiği bir politik mücadele, bu ülkeye güzel şeyler katacaktır.