Rövanşizm

A -
A +

Türkiye'nin 90 yıllık tarihinde hep var olan askerî vesayet -yok olmasa da- etkisizleştiriliyor. Asker sorunu denilen ve ülkeyi de siyaseti de ideolojik prangalarla yönetmeyi hedefleyen otokratik bir düzen, bir oligarşik yapı bitiyor. YAŞ toplantısı, istifalar, yeni masa düzeni filan bu 'çok önemli' sürecin yansıması... Tek tipleştiren, tek tipleşmeyeni ötekileştiren, siyasetin alanını daraltan, demokrasiye 10 yılda bir 'ayar veren' bu dönem biterken, geçmişle hesaplaşma, suçlarla,günahlarla yüzleşme talepleri de geliyor haliyle... Eleştiriler, tepkiler hatta kızgınlıklar oluyor. Ergenekon ve Balyoz, askerin siyasete müdahalesinin sadece son 10 yılını kapsamasına rağmen öğrendiklerimiz, gördüklerimiz dehşet verici... Lakin yıllarını askerle hemhal olarak geçiren, statüko ile hiçbir zaman meselesi olmayan 'hem nalına hem mıhına'cıları şimdi de başka bir telaş aldı. 'Efendim asker bazı hatalar yapmış olabilirmiş ama rövanşist olunmamalıymş!' Bu sözün tercümesi şu: 'Evet, askerî vesayeti, internet andıcını, Balyoz davasını artık inkâr edemiyoruz, iddiaların çoğunun gerçek olduğunu görüyoruz ama siz bunların üzerinde durmayın, hesap sormayın, yılların biriktirdiği tepkinizi, kızgınlığınızı göstermeyin.' Halbuki; Bir toplum, siyasal, sosyal veya askerî, ne olursa olsun işlediği suçlarla, kabahatlerle, yanlışlarla yüzleşmeden, hesap sormadan ve hesap vermeden ne demokratik tekamülünü tamamlayabilir, ne de duygusal olarak rahatlayıp gelecekle barışabilir. Bu hesaplar sorulmalı ve verilmeli... Hukuk, mahkemeler ve siyasi irade bunun için var. Bu hesap verme talebini de 'rövanşist olmamak lazım' tarzı 'Ankara gazetecisi' üslubuyla yamultmamak lazım... Kredi notu, risk ve zırva... Türkiye'de bütçe fazla veriyor, borçlanma ihtiyacı azalıyor, büyüme rekor kırıyor, ihracat artıyor, işsizlik bir yılda 1,5 milyon azalıyor, enflasyon düşüyor. Lakin kredi derecelendirme kuruluşları 'ötmeye' devam ediyorlar: cari açık ve kredi büyümesi riski var, notunuzu artırmayız, hatta azaltabiliriz de... Hadi canım sen de! Türkiye tarihinde bütçenin bu kadar az açık verdiği, borç ihtiyacının bu kadar az olduğu, kamunun bu kadar düşük faizle borçlandığı, ekonominin bu kadar güçlü büyüdüğü başka bir dönem var mı? Yok. Siyasi istikrar dediniz, % 50 oy alan bir iktidar var karşınızda... Asker gerginliği olabilir dediniz, her şey yerli yerinde... Tutturdunuz bir cari açık ve kredi büyümesi, piyasayı buna şartlandırdınız. Türkiye ekonomisi sizin dediğiniz gibi riskli ise yukarıdaki parametreleri ne yapacağız? Yok riskli değil ise, o halde neden ikide bir çıkıp 'risk var' diye ortalığı bulandırıyorsunuz? Bu ortaoyununa bir son vermenin zamanı gelmedi mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.