Savaştan medet ummak

A -
A +

Borsa ve tahvil piyasalarının herşeyi tezkereye endeksleyen beklentileri yetmezmiş gibi bir de Mood'y's isimli kredi derecelendirme kuruluşu çıktı ve tezkere geçmez de yardım paketi gelmezse Türkiye'nin kredi notunu düşürebileceğini belirtti. Analistler, yatırım danışmanları da tüm yorumlarını tezkere ve yardım eksenine oturtuyorlar. Türkiye'de öyle bir hava oluştu ki, ABD yardım paketi bir veridir ve ülkenin ekonomik selameti bu paketin gelmesine bağlıdır. Paket yoksa halimiz haraptır. Özellikle devletin borç yapısı itibariyle baktığımızda bir izah getirilebilir bu duruma. Lakin ABD yardımı nasıl oldu da bir anda ekonomimizin olmazsa olmaz ihtiyacı haline geldi ve tüm varsayımlar bunun üzerine kurulmaya başlandı anlayabilmiş değilim. Türkiye'nin çelişkisi Türkiye, bölgesinde gerçekten önemli bir siyasi ve askeri güç. Her iki konuda da konjonktür üzerinde belirleyici olabilecek imkanlara sahip. Ayrıca, bölgesinin standartlarının üzerinde demokrasiye sahip, bağımsız kamuoyu gücü ile de etkin olabilecek bir durumda. Ancak aynı görüntü ekonomi alanında yok. Borç bağımlısı ve dış şoklara karşı çok hassas bir ekonomi var önümüzde. Türkiye askeri , coğrafi ve siyasi bir güç olarak sağlayabileceği belirleyici konumu, işte bu pespaye ekonomik yapısı yüzünden elinden kaçırıyor. Elinden kaçırmakla da kalmıyor, ekonomik zaafiyeti yüzünden, inisiyatifinin dışında hareket etmek zorunda bırakılıyor. Maliye Bakanının, bir sohbet toplantısında söylediği, bizim de üç hafta önceki yazımızda belirttiğimiz bir sözü hatırlayalım:"Burnuna halka taktırırsan, çekildiğin yere gidersin". Türkiye, bir kolu çok güçlü, diğer kolu ise çelimsiz bir boksöre benziyor. Tezkere hiç gündemde olmasaydı?.. Tezkerenin geçmemesi ve ekonomik yardımın gelmemesi durumunda, Türkiye'nin ekonomik olarak çökeceğini düşünenler var. Bu düşünce temelde şöyle bir tutarsızlık içeriyor: Bu paket, Türkiye ekonomisini kurtarma veya rahatlatma amacıyla değil, savaşın oluşturacağı zarar ve kayıpları telafi etmek amacıyla müzakere edildi. Yani savaş olmazsa, böyle bir paket hiç olmayacaktı. O halde şunu diyebilir miyiz ? Savaş durumu ortaya çıkmasaydı, mevcut dengeler içinde ekonominin durumu çok kötü olacaktı. Savaş bahanesiyle ekonomiye dış yardım enjekte etme imkanı doğdu. Eğer bu önermenin cevabı "evet" ise, savaş olsun veya olmasın, açmaz içinde bir ekonomik yapı ile karşı karşıyayız demektir. Uzman ekonomi analistlerinin, borsa yorumcularının, savaş ihtimali ortada yokken bu ekonomik tabloyu doğru dürüst okumadan yaptıkları iyimser tahminleri, şimdi tekrar hatırlıyoruz haliyle. İçinden para geçen savaş Türkiye tüm ekonomik sıkıntılarına rağmen, bölgede savaşı geciktiren en önemli güç olarak belirginleşti. Son tarihler vermekten yorulmayan ABD, halen Türkiye'yi ikna etmeye çalışıyor. İkna araçları da tabii ekonomik vaad ve dolaylı tehditlerden oluşuyor. Ekonomi kamuoyu da belki kendiliğinden, belki de etki altında bırakılarak, tezkere geçmezse gelmeyecek olan yardım paketine, havuça bakan tavşan gibi bakıyor. Halbuki, aklı selim ile düşündüğümüzde, Türkiye'nin, savaş ve paket ihtimalleri yokken hazırladığı ve sürdürmekte olduğu ekonomik istikrar programı ile üç yılda selamete çıkacağını öngördüğümüzü hatırlayacağız. Savaş yüzünden maddi kayıplara uğrarsak, bunu tazmin etmek için pazarlık edelim, bunun rakamsal büyüklüğünü de belirleyip talep edelim. Ama ekonomik düzlüğe çıkmayı yardım paketine bağlamak hem kolaycılıktır, hem de bizi hiçbir yere götürmez. Türkiye'ye düşen, toplumsal mutabakatla başlattığı enflasyon mücadelesinden vazgeçmeden ekonomik istikrar programına yapışmaktır. Ekonomisini düze çıkarmak için, istikrar tedbirlerinden şaşıp, savaşın getirdiği bir ihtimali fırsat saymak ne Türkiye'ye yarar, ne de insanımıza ümit verir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.