Mayıs ve haziran aylarında dövizdeki zıplama herkesin başını döndürdü. Kur artışı enflasyonu da tetikleyince, para otoritesi elindeki tek silah olan faiz artışını masaya sürüverdi. Böylelikle hem ülkeden çıkan sıcak parayı geri getirmeyi, hem de paranın fiyatını yükselterek canlı iç talebi kısmayı hedefledi Merkez Bankası. Yani enflasyonla mücadeleyi önceleyerek, büyümenin yavaşlamasını göze aldı. Bu tedbir kısmen sonuç verdi diyebiliriz. Bilhassa sıcak para tarafında akış tekrar başladı. Kurların bir ay içinde hızla gerilemesi da bunun teyidi aslında. MB, 2007 enflasyon hedefini yüzde 4'te bıraktığı için reel faiz getirisi yüzde 13-14'lere dayanınca, sıcak para bu getirinin cazibesine dayanamadı haliyle. Ancak iç talepteki canlılık halen durmuş değil. Bu da ithalatın hızının kesilmesine, dolayısıyla cari açık riskinin azalmasına engel oluyor. Türkiye ekonomisi 3-4 yıl öncesinin kırılgan yapısı ile kıyaslanamayacak kadar sağlam. Ancak yapısal ve konjonktürel risklerin ortadan kalktığını söylersek biraz fazla iyimser oluruz. Geçici hoşluk Ödemeler dengesi kısa vadede sıcak para yoluyla finanse ediliyor. Bu da "geçici bir hoşluk" meydana getiriyor. Aslolan ise doğrudan yabancı sermayenin girmeye devam etmesidir, ki bu noktada orta vadede iyimser olmayı gerektirecek bir artış var. Türkiye tarihinde görmediği kadar yabancı yatırımcıyı çekiyor bugünlerde. Lakin, önümüzdeki bir kaç ayın parasal dengeleri halen sıcak para hareketlerine bağımlı görülüyor. Merkez Bankası'nın hareket alanını daraltan da bu. Faizi yükseltince sıcak para geliyor ama bu defa da kur gevşiyor. Para bollaşıyor, ithalat canlanıyor. Enflasyonun önünü keselim derken, para politikası gevşemiş oluyor. Üstelik yüksek faizin devamı, bütçedeki faiz giderinin de artması demek oluyor ki, bu da hükümetin bütçeyi denkleştirme çabasına ket vurabilecek bir etki oluşturuyor. Tamam, ekonomide belirgin bir olumsuzluk yok ama, yüksek faiz-sıcak para-düşük kur-cari açık denklemi işlemeye devam ettikçe de kısa vadeli riskler yerli yerinde duruyor. O halde en iyisi temkini elden bırakmamak galiba..