Şişmeden büyüyebiliyorsan korkma!

A -
A +

Bir aralar çok moda bir deyimdi "hormonlu büyüme." Ekonomik büyümesini yapısal unsurlardan ziyade konjonktürel fırsatlara dayandıran şirketler için kullanılan bu tabir, aslında "kağıt ekonomilerinin" de bir tarifi. Kur farkları, ülkeler arasındaki faiz marjları şirketlere ve yatırımcılara köpük kazançlar sağlıyor. Kaydi olarak kazanılmış bu paralar, gerçek anlamda bir üretim ve ticaret faaliyeti sonucunda elde edilmiyor. Kazanç olmasına kazanç ama, ekonomik katma değer oluşmadığı için sürdürülebilir nitelik kazanmıyorlar. Aynı şekilde hızla borçlanan ama bu borçla ekonomik değer üretemeyen şirketler de aynı etkiye maruz kalıyorlar. Önce hızlı ve aldatıcı bir büyüme; sonra ise sancılı bir geriye çekilme yaşıyorlar. Türkiye'de, 2001 öncesindeki akıl ötesi reel faiz sebebiyle -borçlanarak veya sermaye kazançlarıyla- büyüyen, daha doğrusu şişen çok şirket oldu. Bunlardan bir kısmı 2001 şokuyla yokolup gittiler. Bir kısmı mantıklı küçülme stratejileri ile "kendi sınırlarına" çekilerek toparlandılar. 2004 yılında makro büyüme ile birlikte şirketler yeniden büyüme yoluna girdiler. Ancak bu defa hormonlu değil gerçekten... 18.7 milyar dolar Koç Grubunun 2005 yılı cirosu bu. Satınalmalar ve organik büyümeler ile elde edilen "gerçek ve taş gibi" bir büyümeden bahsediyoruz. 1999'da 1 milyar dolar olan yurtdışı satışları 9 milyar dolara çıkmış. Büyüme üretimden, ticaretden, yani katma değerli ekonomik faaliyetlerden geliyor. Rahmi Koç, koalisyonlardan kurtulan Türkiye'nin tek parti iktidarı ile istikrarı yakaladığını söylüyor. Her türlü siyasi angajmandan uzak bir objektif tespit. CEO Bülend Özaydınlı ise büyümenin gerçek bir tabana oturmasını enflasyon-faiz-kriz döngüsünden çıkmamıza bağlıyor. Türkiye'nin en önemli eksikliği sermaye birikiminin yetersizliği idi. Yeni dönemde bir yandan doğrudan yabancı sermaye ülkeye akarken, diğer yandan da Koç, Sabancı gibi yerli gruplar "hakiki" büyüme ile sermayelerini güçlendiriyorlar. Bu yüzden gelecek bugünden daha sağlıklı görünüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.