Bir ülke düşünün ki, ekonomisinin yarısı hiçbir resmi kayda dayanmasın. İktisadi politikaları nasıl belirlersiniz, vergiyi nasıl toplarsınız, denetimi neye göre yaparsınız. İşte Türkiye'nin hali budur. Analizler gösteriyor ki, Türkiye'de "kayıtdışı" ekonominin büyüklüğü Milli Gelir'in yarısı mertebesine ulaşmış durumda. Yani kayıtlı üretilen her iki birimin yanında bir birim de kaydı olmayan, ölçülmeyen, vergilendirilmeyen üretim var. Korkunç bir rakam bu, hiç kimse kendini avutmasın. Sebepleri çok. Denetimsizlik, yüksek enflasyon sebebiyle iş sahibini tüketen vergi sistemi, devletin kaynaklarının çarçur edilmesinden dolayı insanların sisteme güvenlerinin kaybolması, dolayısıyla vergi vermekten kaçmaları. Listeyi uzatabiliriz. Ya etkileri ?. Gerçek hacmi bir türlü ölçülemeyen bir ekonomi, toplanamayan vergiler, gitgide adaletsizleşen vergi sistemi. Böyle bir tablodan sağlıklı ve çağdaş bir ekonomi modeli çıkarmak imkansız. Her iktidarın iddialarından birisi de kayıtdışı ile mücadeledir. Her maliye bakanı doktorların, kuyumcuların, avukatların bir asgari ücretli kadar vergi vermediklerinden bahseder. Verginin tabana yayılmasından, etkin denetimden dem vurur. Her gelirin vergi kapsamına alınacağını, adil olmak gerektiğini söyler. Heyhat ki neticede yıllar geçer ve kayıtdışı bitmek bir yana sürekli artar. İşte bugünkü tablo. Toplam Mili Gelir'in yüzde 45'i devlet tarafından izlenemiyor, ölçülemiyor, denetlenemiyor. Enflasyon Muhasebesi Şimdiki Maliye Bakanımız da selefleri gibi kayıtdışını birinci önceliğe oturtuyor. Ama daha inandırıcı görünüyor çözüm iddiasında. Öncelikle sistemin açıklarını ve adaletsizliklerini biliyor, insanların "niçin" ve "nereden" kaydın dışına çıktıklarını biliyor. Bir de, enflasyon muhasebesine geçiş için gerekli cesaretli adımı atarak bu mücadelede önemli merhale kat etti. Bekleyip göreceğiz. İki yıl içerisinde kayıtdışı oranlarının yüzde onlar seviyesine düşmesi lazım. Tabii vergi sisteminde reform yapılırsa ve etkin denetimle uygulanırsa. Biz maaşlı vergi verenler, "başkalarının"da gelirlerinin vergisini ödediklerini, herkesin devletin bütçesine payı nisbetinde katkı sağladığını gördüğümüzde, zedelememiş "adalet" hissimizi tekrar elde edeceğiz.