Siyasetçi, BDDK ve rakamlar

A -
A +

Liberal ekonominin piyasaları oluşturulurken, her ekonomik bireyin doğru bilgiye, etkin ve çabuk ulaşımı hedeflenir. Halka açık şirketlerde de durum böyledir. Yöneticiler, şirketle ilgili bilgi ve rakamsal gelişmeyi piyasa ile paylaşmakla yükümlüdür. Yanlış ve eksik bilgilendirme ise suç tanımı içerisindedir. Bu hassasiyetin sebebi ise, bireylerin ekonomik kararlarını gerçek ve zamanında bilgilerin ışığında almalarıdır. Ekonominin en büyük patronu olan devletin de iktisadi verileri doğru ve zamanında vermesi esastır. Batan bankaların yol açtığı zararların miktarı konusunda bir yanlış bilgilendirmedir gidiyor. Bir rivayete göre 47 milyar, bir başkasına göre 55 milyar dolar zarar var. Hükümet bu rakamın tahsil edilmesinden bahsediyor. Halkta bu yönde beklenti oluşuyor. Sanki BDDK etkin tahsilat yaparsa bu rakam devletin kasasına geri dönecek. Evet, bankacılık sisteminin devlete toplam maliyeti 47 milyar dolar. Ama bu rakamın yaklaşık 25 milyar doları batan bankalardan değil, kamu bankalarındaki görev zararlarından geliyor. Yani, geçmiş dönemde siyasi iradenin, kaynağı olmayan harcamaları devlet bankalarına yıkmasının bedeli. IMF ile stand-by yapılınca, Hazine bono çıkarıp bu bankaların içine koyarak açıkları kapatmıştı. Yani görev zararını üstlenmişti. İktidar temsilcilerinin "tahsil edileceğini söyledikleri" 47 milyar (veya 55) doların 25 milyarı işte buradan geliyor. Devlet bunu kimden ve nasıl tahsil edecek? Peki, batan bankalarda, banka sahiplerinin kullandığı kredinin bugünkü bakiyesi ne kadar: 11 milyar dolar. Devletin (BDDK'nın), ne kadar iyi takip ederse etsin, ulaşabileceği azami tahsilat rakamı budur. Az rakam değil ama, kamuoyunda oluşturulan beklentinin de beşte biri. Geri kalan zarar ise, devletin bankalara el koyduktan sonra, zaman içinde aktardığı sermayelerden oluşuyor. Şimdi durup düşünelim. Banka batıkları denen para 11 milyar. Devletin "görev zararı" adı altında berhava ettiği para ise 25 milyar. BDDK'nın teorik olarak yapabileceği azami tahsilat 11 milyar. O halde hükümetin dilinden düşürmediği 47 (veya 55) milyar dolar nasıl tahsil edilecek. Veya 11 milyar için "batık" tanımını uygun görüyorsak, 25 milyara ne ad vermeliyiz? Halk, kendi sırtına binen devasa yükten dolayı öfkeli. Hükümet, ucuz popülizm ile halkın öfkesini boşaltacakları bir hedef gösteriyor. Ama gösterilen hedef,bütünün sadece beşte birini temsil ediyor. Çelişki burada.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.