Tekstilcilerin dertlerini anlatmak için Başbakan'ı ziyaretleri esnasında trajikomik bir durum yaşanmış. Tekstilciler, sektörün 3-4 milyon insanı çalıştırdığını söyleyince, yetkililer Çalışma Bakanlığı kayıtlarında sektörde çalışan sayısının 750 bin olarak göründüğünü bildirmişler. İşverenin verdiği rakamla devletin kayıtları arasındaki bu uçurum ziyaret esnasında nasıl bir hava doğurdu bilmiyorum ama bu görüntü için "kayıtdışılığın resmileştiği an" desek abartmış olmayız herhalde. Eğer tekstilcilerin verdiği rakamı doğru kabul edersek -ki işveren olarak beyan ettiklerine göre doğrudur- sektörde çalışan her beş kişiden dördü istihdam kayıtlarında görünmüyor. Yani kayıtdışı. Yani sosyal güvencesi yok. Bu fotoğraf -ne yazık ki- Avrupa Birliği adaylık sürecine girmiş, üyelik müzakerelerine başlayan bir ülkeden yansıyor. Çalışan her beş kişiden dördünün hiçbir vergi, prim ödemediği bir çalışma hayatında hangi sosyal güvenlik sistemi sağlıklı işleyebilir, hangi vergi adaletinden bahsedilebilir! Fotoğrafın diğer tarafını çevirdiğimizde yine can sıkıcı bir görüntü var. Türkiye istihdama yönelik vergi yükünde %41 ile OECD şampiyonu. Hem de açık ara... Yani her yüz liralık ücretin 41 lirası devlete gidiyor. Bu oran -mesela- Amerika'da 15,5, Japonya'da 23. MESS'in aylık bültenindeki harika metaforla söylersek, "devlet çalışanların ücretinin yarısına ortak, yani yarıcı !" Tersine teşvik Hükümet istihdamı artırıcı teşviklerden bahsediyor. Bu vergi sistemiyle ne istihdamı artırabilir, ne de kayıtdışını azaltabiliriz. Evet, sigortasız işçi çalıştırmayı masum gösteremeyiz ama bu kadar yüksek vergi yüküyle işveren kayıtdışı işçi çalıştırmaya -neredeyse- teşvik edilmiyor mu sizce? İşverenin işçisine ödediği ücretin yarısına re'sen el koyan bir devletin, kayıtdışı istihdam konusunda haklılığını savunma gücü ne kadar olabilir ki? Türkiye, çağdaş ve müreffeh bir devlet olmak istiyorsa, AB'yi hedefliyorsa, kayıtdışılık ayıbından her alanda kurtulmalıdır. Denetimlerle, düzenlemelerle "kayıtdışılık ilkelliği" bitmelidir. Lakin kanun koyucular da, o kanunları uygulayıcılar da önce durup düşünmeliler; dünya ortalamasını ikiye katlayan istihdam vergileriyle Türkiye istihdam sorununa çözüm bulabilir mi? Ben bulamayacağını düşünüyorum.