İnsanlar emeklilik ve sağlık sigortalarına prim öderken elde etmek istedikleri bir şey vardır, Güvence. Yaşlandıklarında düzenli bir gelire sahip olmak ve hastalandıklarında da tedavi giderlerini karşılamak. Nitekim Avrupa ülkeleri ve ABD devasa sosyal güvenlik sistemleri sayesinde refah devleti olabilmişlerdir. Türkiye'de de SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı, çalışan tüm kesimlere emeklilik ve sağlık güvencesi vermek üzere kurulmuştur. Ama gelin görün ki, yanlış yönetimler, popülizm, istismar - nasıl adlandırırsanız- sonucu Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi tam anlamıyla iflas noktasına gelmiştir. Bilhassa S.Demirel'in Başbakan olmasından sonraki "kıyak emeklilik" uygulaması tahmin ediyorum sistemin belini kıran darbelerden biri oldu. O tarihte Baba, "benim işçime, benim memuruma" karşı sözünü tuttu ama, sistem de darbeyi yedi. Nitekim şimdi sürekli olarak bütçeden yapılan kaynak transferleriyle SSK ve Bağ-Kur ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu defa da, iki yakası zaten bir araya gelemeyen bütçe yama tutmuyor. Bazı rakamları sizinle paylaşacağım. SSK yıllık prim gelirinin tamamıyla emekli aylıklarının ancak yüzde 98'ini ödeyebiliyor. Bağ-Kur'da ise durum içler acısı. Toplanan primler, emekli maaşlarının yüzde 39'unu karşılayabiliyor. Her iki kurum, topladıkları sağlık primleri ile sağlık giderlerini de ödeyemiyorlar. Peki sistem nasıl durmuyor diye merak ediyorsunuz. Hepimizin cebinden bütçeye aktarılan paralarla tabii ki. 2003 yılında SSK ve Bağ-Kur'a ,devletin bütçeden yapması planlanan destek ne kadar?. 8,5 katrilyon TL. Üstelik, bu her sene daha da büyüyerek devam edecek. Zira sistem bitmiş durumda. Ben bir SSK'lı olarak her ay maaşımdan kesilerek adıma yatan primlerimin, 10-15 sene sonraki akıbetinden endişeliyim. Oysa sigorta sistemleri güvene dayanmak zorundadır. SSK ve Bağ-Kur yıllarca çok kötü yönetildiler, çarçur edildiler. Bunu mertçe ifade edelim. Özel emeklilik sigortaları, SSK'dan daha az primlerle daha iyi bir maaşı vaadedebiliyorsa, gelişmiş ülkeler onlarca yıldır bu sistemleri işletiyorsa problem ödenmeyen primde değil, yolsuzluk ekonomisinde ve siyasi istismardadır. Eğer benim adıma bugün yatırılan primle, yıllar önce emekli olan emeklinin maaşı ödeniyorsa, hiç kusura bakmayın, ben bu paraya kayıp gözüyle bakarım; sosyal güvenlik sistemine de güven filan duyamam.