Türkiye'nin bir değişen, gelişen dinamik yüzü var, bir de hiç değişmeyen, donuk, statik yüzü... Özel şirketler, bireyler birinci yüzü temsil ediyor, devletin bürokrasisi ise "tüm haşmetiyle" ikinciyi. Bürokratik hegemonya o derece bunaltıcı bir hale gelmiş ki, devletin yürütme organının idarecisi olan hükümetin başbakanı dahi "oligarşi"den bahsedebiliyor. Bir başka alemdir Ankara bürokrasisi, yazılı olmayan kurallarıyla, enteresan denge ve işleyişiyle... Teftiş kökenliler hep bir adım önde, bir basamak yukarıdadır hiyerarşik yapılanmada. Başbakan Erdoğan, oligarşi (bir sınıfın diğer sınıflara tahakkümü ) tanımını bilinçli olarak kullanıyor mutlaka. Sağlıklı demokrasilerde halk kendini yönetme erkini seçtiklerine veriyor; seçilenler (hükümetler) de bu yetkiyle devlet aygıtını yürütüyorlar. Bu yürütme işlemini de kendilerinin emrinde olan "tayin edilmiş bürokratlarla" yapıyorlar. Yani bürokrasi, bağlı bulunduğu seçilmiş otorite ile güç mücadelesine girmiyor, "hakiki" demokrasilerde. IMF-bürokrasi IMF ile 3 yıllık yeni stand-by anlaşması imzalanacağı, hem Bakan Babacan, hem de Başbakan Erdoğan tarafından açıklandı. Ne zaman? 7 Ağustos'ta. Lakin aradan geçen dört aya rağmen, niyet mektubu hala ortada yok. Neden ortada olmadığını izah eden de yok. Esas sebepler biliniyor ama ikrar edilmiyor aslında. IMF, yeni anlaşma için üç temel şart koştu: Gelir idaresinin yeniden yapılandırılması, yeni Bankalar yasasının ve sosyal güvenlik reformunun tamamlanması. Bunun paralelinde, müfettiş ağırlıklı idari yapının daha profesyonel hale getirilmesi ve çok başlı denetim mekanizmasının sadeleştirilmesi. İşte Ankara'da zurnanın zırt dediği yer burası. Mevcut bürokratik yapı, elindeki yönetim ve denetim gücünü paylaşmak veya azaltmak istemiyor. Bürokrasi yıllardır bir labirent halini almış durumda. Karar verme ve icra etme elastikiyeti giderek azalan ve sadece "duruma vaziyet eden" bir idari mekanizma ve onun rehabilitasyonunu isteyen bir IMF. Başkentte perde arkasında tüm hızıyla süren ve yeni stand-by sürecini de geciktiren bir mücadelenin tarafları... Bakalım kim galip gelecek?