İki gündür Türkiye'nin gündemi allak bullak vaziyette. Müzmin hastalığımız olan belirsizlik illeti geldi bünyemize yapıştı. Seçim iptal olacak mı, olmayacak mı?. İptal olursa yeniden seçim ne zaman ve nasıl olacak? Yorumlar dizi dizi tabii. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Ortada hukuki bir mesele var. Bunun yasa vb. hükümlerle tarif edilmiş olması gerekir. Veya bu durumun bir ictihat mercii olmalı değil mi? Ama gelin görün ki, hukuki bir konuda hukukçular bile çok farklı telden çalıyorlar. Seçimler iptal edilmeli diyen de var, Meclis karar vermeli diyen de. Kısmi iptalden bahseden de, suçun şahsiliği ve seçim sonuçlarının değişmemesi gerektiğinden bahseden de. Bir ülkede hukuki bir ihtilafta, anlı şanlı hukuk adamları, taban tabana zıt yorumlar yapıyor ve hepsi de yorumunu yasalara dayandırıyorsa, vay o ülkedeki hukuk düzenine! Hukuk objektif ve standart kurallar bütünü değil midir?. Türkiye'de hukuk'ta bile birden çok standart olabiliyor demek ki. Bu konularda uzman olmayan düz bir vatandaş olarak soruyorum. DEHAP'ın 3 Kasım seçimlerine girmesinde bir engel veya eksiklik görmeyen yargıç ve savcılar mı hatalı, yoksa DEHAP'ın sahte evrakla seçime girdiğine hükmeden Yargıtay yargıçları mı? Ülkemin yargıçlarının saygınlığından ve objektifliğinden kuşkum yok. Ama hukuk labirentlerinde yolunu kaybeden bir Türkiye'yi de kimse istemez değil mi? DYP mal bulmuş mağribi DEHAP'ın oyları iptal edilirse DYP 66 milletvekili ile Meclise girecekmiş. O yüzden de YSK'ya bu yönde başvuru yapmışlar. Yani seçimin iptalini değil, milletvekilliklerinin yeniden pay edilmesini istiyorlar. Diyelim ki karar aynı o yönde çıktı. Yani DYP seçmen değil, mahkeme kararıyla miilletvekilliği kazanacak. Bunu da içine sindirecek öyle mi? Afiyet olsun o halde. DEHAP sahte evrak düzenlemişse suç işlemiş demektir. Yani suçlu belli. Peki ceza kime kesilmeli? Suçu işleyene değil mi? Hayır. Cezayı tüm millet çekmeli ! Ekonomisiyle, sosyal barışıyla, trilyonlarca lira masrafıyla, kaybettiği yatırımcı güveniyle tüm bir ülkeye ceza gündemde. Hukuk, toplumun adalet ve refahını, düzenini ve istikrarını temin etmek içindir. Hukuku uygulayanlar, cezayı sadece suçu işleyene değil, tüm topluma aksettirirlerse, bazı şeylerin bir daha düşünülmesi gerekir.