Ersin Özince berrak konuşan bir bankacı... İş Bankası genel müdürlüğüyle birlikte taşıdığı Bankalar Birliği başkanı şapkası, beyanlarını daha da dikkat çekici kılıyor tabii... Geçen hafta bir toplantıda kriz sürecinde içeride kopartılan vaveylaya dikkat çekerek "süper paranoyak davranıyoruz" demiş. Öldük-bittik, biz artık iflah olmayız'cıları harika tasvir etmiş Özince: Süper paranoyak... Son aylarda okuduğunuz, dinlediğiniz bazı işadamlarını ve iktisatçıları hatırlayın lütfen. Onlara göre, Türkiye çoktan sıfırı tüketmiş, borcunu çeviremez hale gelmiş olmalıydı. Hele IMF ile anlaşmamak resmen intihar demekti! Bir işadamı örgütünün başkanının Mart ayında "IMF ile anlaşma olsa bile artık çok geç" dediğini hatırlıyorum. *** Herşey yolunda diyen de, hiçbirşey yolunda değil diyen de aynı hatayı yapıyor: Rasyonel olamama hatası... Amerika'da, Avrupa'da dev bankalar, şirketler çökmüşken, devlet ekonomileri sallanırken bize birşey olmaz diyemezsiniz. Lakin, o ülkelerde krize yol açan ana unsurlar sizin ülkenizde yokken, durduk yerde "mahvolacağız, batacağız" demenin de alemi yok... Son aylarda sesi en çok çıkanlar ikinci gruptakiler oldu. Kasten de olsa, gereksiz paranoyadan da olsa batıyoruz korosu, hissedilen krizi gerçek krizin üstüne çıkardı maalesef... *** Dün IMF ile anlaşmadılar diye hükümeti, ülkeyi batırmakla itham edenlerin şimdi "anlaşmanın gecikmesi iyi oldu aslında" demeleri bir karamizah örneği... Bir yandan kamu bütçesinden kriz tedbirleri talep edip, öte yandan da, öncelikli şartının sıkı maliye politikası olduğu bilinen IMF ile her ne şartla olursa olsun anlaşılmasını isteyenlerin önce bu çelişkiyi izah etmeleri gerekiyor. Ülke ekonomisi, krizin etkileri yansısa da bir çöküş filan yaşamıyor. En çok korkulan ödemeler dengesi de şu ana kadar alarm vermedi. Ersin Özince'nin konuşmasından muhtasar bir alıntıyla bitirelim: Türkiye şu ana kadar kendi imkanlarıyla işi hiç de fena götürmedi.