Bizi bilmem ama Merkez Bankası'nın faiz indirimi -bir puan da olsa- benim için beklenmedik bir gelişme oldu. Henüz yirmi gün önce iki puanlık bir indirim yapıldığı için, hiç kimse teknik bir düzeltme beklemiyordu. Bu indirim, Merkez Bankası'nın yeni dönemdeki para politikasının biraz daha gevşek olacağını, daha doğrusu elinin biraz daha rahatladığını gösteriyor. Son verilerden, iç talepteki kısmı yavaşlamanın, enflasyonist baskıyı azalttığını anlamak mümkün. Tabii işin biraz da sembolik yönü olabilir. 2005'ten itibaren, MB bünyesinde "Para Politikası Kurulu" oluşturuldu. Bu kurul kur rejimini, enflasyon hedefini belirleyecek. İlk toplantısında faiz indirimi kararı alması, piyasaya mesaj olarak da algılanabilir. Medya erbabı "arka plan okumayı" pek sever. Bu arka plan okuma işlerinden pek hazzetmesem de, MB'nin sürpriz indiriminin bundan sonrası için ne gibi ipuçları verdiğine bir göz atalım isterseniz. Soğuma Temel önceliği enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası için faiz, anti-enflasyonist bir araçtır. Ekonomide ısınma varsa, yani iç talep enflasyonu artırıcı etki yapıyor ve talep artışı üretim yerine ithalat ile karşılanıyorsa, reel faizleri yüksek tutmak ve TL'yi fazla değerlendirmek pahasına da olsa, MB faiz oranlarını yüksek tutar. Salı günkü indirim, büyümede tedrici bir yavaşlama olduğunun Merkez'ce teyididir. Yani enflasyondaki düşüşle ilgili olumlu bir sinyal... Tabii bu durum, 2005'teki büyümenin de iç talep yerine ihracat ağırlıklı olacağı beklentisini işaret ediyor. Son günlerde, "nöbetçi kötümserler" IMF ile stand-by'ın gecikmesini öne sürerek, yapısal reformlarda pürüz olduğunu söylemeye başlamışlardı. MB, IMF ile anlaşmada da bir sorun görmediğini, bu indirimle teyit etmiş oldu. Merkez Bankaları, doğaları gereği temkinlidirler. İyice emin olmadan faiz kararı da almazlar. O sebepledir ki aldıkları her faiz kararı, piyasanın da yönünü tayin edici niteliktedir. "Beş düşünüp bir yapan" Merkez'ciler, faizi indirmeye devam ediyorlarsa bu olumlu bir sinyaldir.