"En iyisi halkı kapatın". Ergun Özbudun, sözün bittiği yerde en doğrusunu söylemiş. Akıl tutulması dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Demokratik vicdan taşıyan her insana "yine mi" dedirtecek bir dava... Tek isteği demokratik ve uygar bir toplumda yaşamak olan her insanı "hâlâ mı" dedirterek umutsuzluğun girdabına çekecek bir girişim... Halkın iradesinin ve bireyin özgürlüğünün önüne her zaman statükonun gücünün dikildiği bir ülkede yaşamak hakikaten ızdırap verici. AB'nin ne diyeceğini, dünyanın bizi nasıl ayıplayacağını düşündüğüm filan yok. Ben çocuğumu bu ülkede nasıl bir geleceğin beklediğini düşünüyorum. Bu garabeti ileride ona nasıl izah edeceğimi düşünüyorum. %47 oy almış bir iktidar partisinin kapatılması için dava açılabilen bir ülkede yaşayan 18 yaşındaki herhangi bir gencin nasıl bir zihinsel travma yaşayacağını düşünüyorum. *** Statüko, manivelayı elinden bırakmamak için tüm kozlarını masaya sürüyor; sürmeye de devam edecek. CHP'nin "rejimin refleksi" dediği bu kasılmalar, Türkiye uygar bir demokrasi olana kadar, şeffaf bir devlet olana kadar sürecek. Özgürlükleri budayan, buyuran, dayatan devlet, özgürlükleri koruyan, bireyi yücelten devlet haline gelinceye kadar bu kasılmalar devam edecek. Ama değişim de hükmünü icra edecek. *** Bu ülkenin "bidon kafalı" diye tahkir edilen insanları ayıplı bir demokrasiyi reddediyorlar. Düne kadar çemberin dışında tutulanlar, haklarını talep etmeyi, sorgulamayı öğrendiler artık. Medeni bir toplumda bireyin sahip olduğu özgürlükleri istiyorlar. Devleti halktan koruyan zihniyete itirazı var insanların... Ve bir şeylerin değişmesi gerektiğinin farkındalar. Statüko muhafızlarını var güçleriyle bu değişimi durdurmaya sevkeden de bu zaten. Ama bu dönüşüm olacak. Bu ülke demokratikleşecek. Türkiye, üzerine yapışan bu ayıptan kurtulacak. Ve bizler çocuklarımıza uygar, hür ve müreffeh bir ülke hediye edeceğiz. Başlarının öne eğilmeyeceği bir ülke...