Tabii ki kolay olmayacak

Yüzyıllık bir düzenden, bir damardan bahsediyoruz. Hep nüfuz sahibi olmaya alışmış, jakoben yöntemler ve dogmatik fikirlerden başkasını kabul etmemiş bir zihniyet, devletin esas sahibi olduğuna inanmış ve hep öyle davranmış bir zümre... Manivelayı elinden hiç bırakmamış, ülke halkını hakları değil ödevleri olan, disiplin altında tutulması gereken yığınlar olarak görmüş bu oligarşik zümre şimdi yönetim erkini sivil iradeye bırakmakla karşı karşıya... Ve bırakmamak için de var gücüyle ve tüm araçlarıyla direniyor. *** Birkaç yıl öncesine kadar her şey sütlimandı aslında... Lakin, bürokratik oligarşinin devlet erkini paylaşacağı ama kendisine biat etmeyen bir siyasi kadro ilk kez işbaşına geldi. Sonrasını biliyorsunuz. Sarıkız-Ayışığı ile başlayıp, 367 hokkabazlığı ve parti kapatma davasıyla zirve yapan bir müdahale ve ekarte etme süreci... Müesses nizam, tüm kurum ve kurullarıyla savunma halinde... *** İttihat Terakki'nin Karakol cemiyetinden bu yana, yapısı değişse de tarz ve üslubu değişmeyen bu otoriter jakoben zihniyet, kendi kurduğu düzenin dışına çıkmak isteyen siyasete ve topluma hep müdahale etti. Babı-ali baskınından e-muhtıraya kadar defalarca... Lakin şimdi durum farklı... Müesses nizam ve onun mütegallibe sınıfları, bu defa hot-zotla siyaseti de toplumu da zapturapta alamadıklarını fark ettiler. Ve hak olarak görmenin pervasızlığıyla tuttukları manivelanın bu defa ellerinden kaymakta olduğunu ve toplumun sorgulamaya, talep etmeye ve itiraz etmeye başladığını gördüler. Demokrasi ilk defa gerçek haliyle yüzünü göstermeye başladı bu ülkede... O yüzden bütün kurum ve kurullarıyla savunmadalar... Yüzyıllık bir düzenin değişmesi, manivelanın el değiştirmesi, otoritenin yerini özgürlüğe, hesap sorulamazlığın yerini şeffaflığa bırakması bir anda ve kolayca olmayacak haliyle... Ama geri döndürülemez bir süreç bu... Gelecek bizlere, kodumu oturtan değil topluma hesap veren kurumların olduğu bir devlet düzeni vaat ediyor.