Takım Oyunu

> Frankfurt 'Türkiye 10 yılda ekonomisini 3 kat büyütmeyi başarabiliyorsa, 1 milyon borsa yatırımcısını da 7 milyona çıkarır.' İMKB Başkanı Hüseyin Erkan'ın , Frankfurt'ta düzenlenen German Equity Forum'daki konuşmasından aldığım bu cümle, Türkiye'nin sermaye piyasalarını yönetenlerin motivasyonunu gösteriyor aslında... Avrupa'nın en önemli hisse senedi toplantılarından biri olan Forum bu sene tema olarak Türkiye'yi seçmiş. İMKB'nin ev sahipliğindeki Türkiye standı tabir caizse arı kovanı gibi... Son akşam ise Almanya'da iş ve sermaye sahibi olan Türklerle yapılacak toplantı var. SPK 2. Başkanı Emin Özer, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez ve Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) Başkanı Atilla Köksal bir arada ve şevkle Türk sermaye piyasasını anlatıyorlar yatırımcılara... Türkiye'de organize sermaye piyasalarının kurulduğu 1980'lerden bu yana hep ayrı telden çalan SPK, İMKB, TSPAKB son 2 yıldır gıpta edilecek bir uyum ve iş birliği içinde... VOB Genel Müdürü'nün ifadesiyle 'bugünkü SPK ve İMKB yönetimlerinin uyumu Türkiye'nin şansı'... Türkiye'nin büyümek için öz kaynağa ve yabancı sermayeye ihtiyacı var. Bunu sağlayacak en önemli vasıta ise sermaye piyasaları... SPK ve İMKB'nin '2023 yılında halka açık 1000 şirket, 7,5 milyon yatırımcı' hedefi bu yüzden çok ama çok önemli... Rahmetli Özal'ın sloganı 'Türkiye sermaye piyasalarından yükselecektir' idi. Bu çok ehemmiyetli sözün gerçek olması için uğraşıyor her iki kurum da... Geçtiğimiz mayısta Seul'de 'yatırımcı çekmek için' SPK Başkanı Vedat Akgiray ile İMKB Başkanı Hüseyin Erkan bir aradaydılar. Derinleşen küresel krize rağmen bu planlı gayreti devam ettiririyorlar. Türkiye'nin sermaye piyasalarını muhakkak büyütmeye ve yabancı fonları çekmeye ihtiyacı var. Bunun için de koşturmak gerekiyor. SPK ve İMKB'nin mevcut yönetimleri bu senkronu tutturmuş durumdalar ve koşturuyorlar. Bu uyum bozulmadığı takdirde çok daha büyük, derin ve ülkenin büyümesine kaynak sağlayan bir sermaye piyasası hiç de uzak değil... Saklı kaynak 150 bini aşkın Türk kökenli müteşebbis, senelik 50 milyar euro'yu aşan ciro üretiyor ve 10 milyar euro yatırım yapıyor. Avrupa'daki Türklerin toplam tasarruf miktarları tam olarak bilinmemekle birlike 50 milyar euro'yu aşan bir miktarın AB bankalarında yattığı tahmin ediliyor. Bu meblağın dörtte biri İMKB'ye çekilemez mi? Doğru tanıtım ve kolaylaştırıcı adımlarla, neden olmasın? Fitch'in görünümü Bir ülke düşünün; Ekonomik büyümesi ile AB'ye fark atacak; Kamu borcunun Milli Gelire oranı AB ortalamasının yarısı olacak; Bütçe açığı sıfıra yaklaşacak; AB artan işsizlikle boğuşurken bir yılda 500 bin yeni istihdam oluşturacak; Risk primi (CDS) birçok AB ülkesinden daha düşük olacak; Lakin kredi notu hâlâ 'yatırım yapılabilir' seviyenin altında tutulacak; Üstelik görünümü de pozitiften durağana düşürülecek. Neymiş efendim, cari açık riski varmış. 4 yıldır dünyaya rezil olan kredi derecelendirme kuruluşları çekip gitseler artık...