Dolar'ın dünkü yükselişi ve bono faizlerindeki üç puanlık artışın sebepleri için piyasa profesyonellerinin farklı yorumları vardı. Cari açıktan tedirgin olan yabancıların bono satıp döviz aldığı iddia edildi. Irak'a asker gönderme niyetinin ikinci bir tezkere krizine yol açacağı ve iptal edilen ek vergiler de birer korku kaynağı oldu. Bir kez daha gördük ki piyasa profesyonelleri menfi olabilecek her türlü haberden hemen tedirgin olabiliyorlar. Enflasyon eksi çıkıyor, kapasite kullanımı artıyor veya AB uyum paketi meclisten çıkıyor ama, piyasalar bu olumlu haberlere nedense fazla tepki vermiyor. Hükümet güven verebilse... Tek parti iktidarı olmasına rağmen, hükümetin ekonomik iradesine yönelik tereddütler bir türlü azaltılamıyor. Mesela niyet mektubu. Beşinci gözden geçirmenin müspet sonuçlandığı, sürecin işlediği ortak basın toplantısında hem IMF hem de Hükümet tarafından belirtilmesine rağmen niyet mektubunun yazılamamasından dolayı insanların kafasında yine "acaba gecikme olacak mı?" sorusu beliriyor. Böyle olunca da, her muhtemel olumsuz haber hemen etkisini gösteriyor. Enflasyon düşünce artmayan borsa, "tezkere krizi yine çıkabilir mi" ihtimali ufukta göründüğü anda geriliyor. Yabancıların, düşen enflasyon ve hâlâ yüksek olan reel faizin cazibesine rağmen her negatif haberde pozisyonlarını kapatmalarının da altında aynı sebep yatıyor. Bile bile lâdes Hükümet bir özeleştiri yapmalı. Neden piyasaya ve yerli-yabancı yatırımcılara bir türlü güven veremediğini bir de kendi içinde sorgulamalı. Yapılması kesin olan yapısal reformları sebebini anlamadığım bir şekilde geciktirince piyasa tedirgin olur. "istikrar programına kesinlikle uyacağız, kamu harcamalarını artırmayacağız" diye beyanat verip, ona sübvansiyon, buna maaş artışı verince piyasa tedirgin olur. Piyasa tedirgin olunca da borsa düşer, faizler yükselir. Ümit ederim ki, hükümet artık bu inceliğin farkına varmıştır.