Tek tip Türk, tek tip Kürt

A -
A +

Kürt sorunu önce terörle mücadele diyerek bu ülkenin senelerini ve milyarlarını tüketti. Şimdi de özerklik,federasyon diyerek seneleri ve enerjimizi tüketeceğiz anlaşılan... BDP eksenli Kürt siyaseti bölgesel özerklik, öz savunma gücü (bu tabir de ayı bir garabet) talep ediyor. Siyasetin geri kalanı da bu talepleri reddediyor, eleştiriyor, kızıyor. Peki federatif bir Kürt bölgesini, Kürtçe eğitimi Kürtlerin tamamı istiyor mu diye düşünülüyor mu? Hayır. Ama her sözüne talebine, gösterilen tepki BDP'yi -hiç de olmadığı halde- bu ülkede yaşayan Kürtlerin tek temsilcisi havasına sokuyor. Oysa, PKK çizgisindeki Kürt siyaseti bir taban kazandıysa da, Kürt kökenli nüfusun tamamını etkileyemedi. Kürtlerin belki de üçte ikisi o çizgideki siyasete oy vermiyor. Nasıl ki kurulu düzen 80 yıldır uğraşsa da toplumu 'tek tip'leştiremediyse, PKK çizgisi de Kürtleri 'tek tip'leştiremedi. BDP'nin her talebine, 'bütün Kürtlerin talebiymiş gibi' muamele etmek siyaseten de sosyolojik olarak da anlamsız... Nasılsam öyle mezun olurum Üniversitelerde başörtüsü yasağı fiilen bitti derken... Boğaziçi Üniversitesinde okuyan başörtülü genç kızlardan gelen bir mesaj, durumun pek öyle olmadığını gösterdi. BÜ'lü öğrencilerden mezuniyet ve yıllık için başörtülerini çıkarmaları istenmiş. Onlar da 'nispeten özgür' bilinen üniversitelerinin bu tavrına karşı sosyal medyada bir itiraz eylemi başlatmışlar. 'Mezuniyet Törenime de Öğrenci Yıllığıma da Nasılsam Öyle Katılıyorum' ve 'Nasılsam öyle mezun olurum' diyorlar. Bütün bir eğitim hayatı zindana çevrilen başörtülü öğrencilerin hiç olmazsa mezuniyetlerini zehir etmeyin. Hazineyi dağıtacak! Kılıçdaroğlu hesap tutmaz vaatleri için nereden para bulacağını 'benim adım Kemal, ben parayı bulurum' şeklinde izah ediyordu. Bu cevap eğlence mevzusuna dönüşünce biraz daha rasyonel(!) olmaya karar vermiş olacak ki, 'yolsuzlukları bitirince kaynağın kendiliğinden ortaya çıkacağını' söylemeye başladı. Haliyle bu 'mantıklı!' cevap da tutmadı ve şapkadan yeni bir tavşan çıktı: Hazine... Endazesiz vaatler için gerekli olan parayı devletin Hazine'sinde biriken paradan karşılayacakmış. Kendi ifadesiyle 'Hazineyi yoksullara dağıtacak'mış! Hadi diyelim ki Kılıçdaroğlu 'tez gelen şöhretin' etkisiyle üfürüp savuruyor. Yanındaki 'kocaman isimli' ekonomistler, bankacılar, eski Hazine bürokratları da 'Kemal Bey, o dediğiniz öyle olmaz' diye uyarmıyorlar mı? Mesela Faik Öztrak 'Hazinede biriken parayı yoksullara dağıtacağım' cümlesini duyduğunda, eski bir Hazine müsteşarı olarak ne hissediyor?

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.