Uzlaşma mı? Üçüncü yol mu? Pardon!

A -
A +

Niye şaşırıyoruz ki? Egemen zümrenin, toplumun değişim ve "gerçek demokrasi" talebine var güçleriyle direneceklerini bilmiyor muyduk ? Bürokratik statükonun tüm unsurlarıyla sivil siyasete abanacağını tahmin etmiyor muyduk? AK Parti, toplumdaki değişim ve özgürlük arzusuna cevap veren yegane parti olarak seçimlerden çıktığı gün egemenler kasılmışlardı zaten... Zira karşılarında onlara biat etmeyeceği anlaşılan bir siyasi kadro vardı. Sarıkız, Ayışığı, e-muhtıra... 367, Çağlayan, Tandoğan... Miting, dezenformasyon, korkutma... Her yolu denediler ama olmadı; halk iradesine geri adım attıramadılar. Her hamle AK Parti'yi büyüttü, statükoyu marjinalleştirdi. *** "Herkes bir adım geri atsın" demişti TOBB başkanı. "Uzlaşılsın" demişti bazı bakanlar. "Üçüncü yol" demişti Meclis Başkanı. Hükümet de bu minvalde davrandı. Ne oldu peki? Yargıtay muhtıra verdi, Danıştay ikaz etti, ÜAK uyarı yaptı. "Kurumlararası mutabakat" sağlanıverdi bir anda: Halk iradesine ve parlamentoya haddini bildirme konusunda mutabakat... *** Bu ülkede demokrasi ve hukuk bir gün "hakiki" biçimde yerleşecek. Halk bunu kararlılıkla talep ediyor...ve hak ediyor. Egemen zümreyi çıldırtan da bu... Eskiden "biraz homurdandıklarında" hemen hizaya giren, statükoya biat eden bir toplum vardı. Oysa şimdi var güçleriyle bağırıyorlar ama toplum değişim ve özgürlük talebinden vazgeçmiyor. Ya -hiç hazzetmedikleri- Avrupa Birliği? "Siz aday ülkesiniz, sizin içişleriniz bizim de içişlerimizdir" diyen Avrupalılar... Yani devran eski devran değil... *** Uzlaşmadan, üçüncü yoldan bahsedenler statüko egemenlerinin lügatinde bu tabirlerin karşılığının "şartsız biat etmek" olduğunu görmüşlerdir umarım. Bu ülkenin insanları, kendi ideolojik duvarlarının ardında halktan, dünyadan, gelişimden kopuk yaşayan bürokratik egemenlerin ve seçkinci uzantılarının elinde oradan oraya savrulmak istemiyor artık. Demokratik bir ülke, uygar bir toplum, müreffeh bir hayat ve umut dolu bir gelecek istiyorlar. Ve bunun yolunun da geri adım atmaktan, statüko ile uzlaşmaktan değil, daha çok demokrasiden, daha kararlı siyasi iradeden, daha güçlü parlamentodan geçtiğini de biliyorlar. Geçmişin korkularıyla geleceğin kurulamayacağını anlamak için daha kaç muhtıra lazım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.