Vakit nakittir

A -
A +

ABN Amro, Dünya'nın sayılı banka ve yatırım kuruluşlarından. Hani hep yabancı yatırımcı diye bahsediyoruz ya. İşte o gruptan. Geçen hafta sonunda yayınladığı Türkiye raporuna yukarıdaki başlığı uygun görmüş. Ekonomimizi geniş çaplı bir analizle değerlendirdiği rapor, genel hatlarıyla olumlu yorum ve beklentiler yansıtıyor. Ancak, bıçak sırtındaki ekonominin, özellikle IMF konusundaki hassasiyetini de belirtiyor. Gözden geçirmelerin gecikmesi, hükümetin ekonominin istikrara kavuşturulmasındaki samimiyeti açısından bir gösterge olarak algılanıyor. Görülen o ki, IMF ile sürdürülen görüşmeler ve stand-by kapsamındaki yapısal reformlar, önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcıların en yakından takip edecekleri konular. Aynı zamanda da en fazla endişenin bu noktada oluştuğunu da belirtelim. ğ Korku treninde ekonomi ABN Amro, raporunda Türk ekonomisini "rollercoaster" gidişine benzetiyor. Televizyonlarda görmüşsünüzdür, eğlence parklarında hızla yukarı aşağı giden trenler vardır. İnsanlar çığlık çığlığa, hızla inip çıkan trene binerler. Yabancı'nın gözünden bizim ekonomimiz de bu şekilde görünüyor. Biraz abartılı olmakla birlikte, tanım bana da aşîna geliyor. Aniden krize girip alt üst olan, ama bir yıl sonra da krizden çıkıp hızla büyümeyi beceren bir ekonomi. Birkaç defa tekrar eden bir süreç. Ekonominin kendini hızla toparlayabilecek potansiyele sahip olması iyi bir durum gibi görünebilir ama, yatırımcının aradığı özellik, istikrardır. IMF destekli reformları dikkatle izlemelerinin özünde de bu yatıyor. Zira yabancı yatırımcılar korku trenine binmek istemiyor. ğ Havlu atmak Rapordaki diğer bir ilginç deyim de bu. Ak Parti iktidarının, yerel seçimler ve artan seçmen baskısı sebebiyle, IMF destekli programa havlu atmak isteyebileceğini belirtiyor. Gerçi hükümet, IMF ile stand-by'ın bitimi olan 2004 sonuna kadar uyumlu çalışacaklarını söylüyor ama, zaman zaman verilen beyanatlar ve geciken yasal düzenlemeler kafaları karıştırıyor. Ben hükümetin, ne kadar popülist baskı olursa olsun, IMF ile yürüyen süreci bozmayacağını, yani havlu atmayacağını tahmin ediyorum. Ülkenin kronik belası olan enflasyonu düşürmek, bütçe ve kamu disiplinini yerleştirip güveni sağlamak herkes için tek çıkar yol. Hükümetin de bu aşamada IMF programına itiraz etmesi bahis mevzuu bile olmamalı. Gecikmeler, yetkili ağızlara göre demokratik sürecin gereği. Bizler de öyle olmasını diliyoruz zaten.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.