Bütçe açığı, faiz dışı fazla, yatırım harcamaları. Sık sık duyduğunuz, kamu maliyesinin terimleri bunlar. Türkiye yıllardır hedeflediği bütçe açığını yakalayamıyor, hedeflediği yatırım harcamalarını yapamıyor. Bütçeninn ortak iki unsuru var kamu harcamaları ve kamu gelirleri. Bütçe disiplininin öne çıkmasıyla birlikte harcamalarda tasarruf yapmaya çalışıyor devlet. Bütçenin gelir olarak ise iki temel damarı var. Vergi ve özelleştirme. İkincisi hep lafta kaldığından devletin, harcamalarını karşılamaktan için vergiden başka gideceği yer yok. (Borç almak da bir yol ama orada da durum karışık) Kümesteki kaz, yani biz Devletimiz de tek gelirinin önemini biliyor ve bu sebeple de yakası açılmadık vergiler salıyor. "Özel işlem, özel iletişim" gibi hepinizin su, telefon faturalarında görmekten ve ödemekten ikrah ettiğiniz vergiler. Gelin bir hesap yapalım. Bir ay boyunca yaptığınız alışverişlerde ödediğiniz KDV'yi toplayın. Kullandığınız akaryakıttan, içtiğiniz sigaradan alınan vergileri ekleyin. Elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturanızla beraber ödediğiniz "özel" ön adlı vergileri de ekleyin. Arabanız ve emlakınız için ödediklerinizi de sepete koyun. Bir de maaşınızdan kesilen muhtasar, gelir vs. vergileri de unutmayın. Atladıklarımı da ilave edin ve toplayın. Çıkan rakamın gözlerinizi büyüteceğine eminim. İşte bu, bir vatandaş olarak devlete ödediğiniz doğrudan ve özellikle de "dolaylı" vergilerdir. Gelirinize oranla çok fazla vergi ödediğinizi hissedebilirsiniz. İnanın ki geliri sizden çok fazla olup oran olarak sizin çok altınızda vergi ödeyen yüzbinlerce insan var. Çarpıklık ne zaman biter? Ekonomiyi kayıt altına almak, vergi adaletsizliğini çözmenin yegane yoludur. Vergi tabana yayılmadıkça, yani mükellef sayısı artmadıkça ve gerçek gelirler beyan edilmedikçe sabit gelirli insanları istismar eden çarpık düzen devam edip gider. ABD Başkanı vatandaşlarına" vergi mükelleflerimiz" şeklinde hitab ediyor. Zira vatandaş olmanın en belirgin özelliği düzgün vergi vermek ve verdiğinin de hesabını yöneticilerden sormak o ülkelerde.