Devletin, fazladan gelire ihtiyaç duyduğunda kement salladığı üç "naçar topluluk" var. Otomobil kullananlar, cep telefonu kullananlar, akaryakıt kullananlar; zaman zaman da tiryakiler. Bütçenin gelire mi ihtiyacı var? Hemen sal bir dolaylı vergi, hallolsun. Tüm iyi niyetine rağmen, mevcut Hükümetin de gelir idaresi adına yapabildiği maalesef bundan ibaret. Özelleştirmedeki iddialı hedeflerin hepsi berhava olmuş durumda; en önemli ve "kolay satılabilir Telekom'da dahi "trajikomik" bir gidişat var. Yani o "cihetten" hedeflenen gelir "gelemiyor" bir türlü. Gelir ve kazanç üzerinden vergi toplamayı ise başaramıyor bir türlü devlet. 2005 bütçesinde bile, vergi gelirinin sadece yüzde otuzu bu türden, yani doğrudan vergi kaleminden geliyor. Beyana dayalı vergi toplamayı kıvıramıyor devlet. O halde, kaynaktan kesilen, yani parayla malın, parayla hizmetin el değiştirdiği anda alınan vergilere yüklenelim ! Yıllardır yapılagelen budur. Çözüm bu mu? Kolay yol olduğu kesin ama çözüm mü derseniz, bence değil. Neymiş efendim, dolaylı verginin yüksek olduğu ürün ve hizmetleri tüketenler, zaten belli bir gelir grubunun üstündekilermiş, böylelikle onların gelirlerinden alınamayan vergi, bu yolla alınıyormuş! Bu demagojidir sadece... Vergide adalet, yüzde 30 doğrudan, yüzde 70 dolaylı vergi toplayarak sağlanmaz. Bugün Türkiye'de, insanın ağırına giden ve canını acıtan adaletsiz, ölçüsüz bir vergi uygulaması var. Sistem diyemiyorum, zira oranların ve uygulama esaslarının bu kadar sık değiştiği bir ülkede, sistemden bahsetmek bakar körlük olur. Ben telefonla konuşurken, akaryakıt tüketirken, otomobil alırken, ortalama bir Alman'dan, Amerikalı'dan, İngilizden daha fazla vergi ödüyorum. Ama gelin görün ki, onların beşte biri kadar parayı ancak kazanıyorum. Ne kadar adil (!), değil mi? Üstelik maaşımdan, harcamamdan, evimden, arabamdan sürekli vergi alan devlet, bu ülkede son on yılda sebepsiz zenginleşmenin en önemli kaynağı olan bono ve tahvil faizinden vergi almıyorsa, benim adalet hissim zedelenir; kim ne derse desin! Hükümetin yumuşak karnı vergidir; daha doğrusu vergi adaleti...