Yay gibi...

Biz de öyle hissediyor musunuz? 17 Aralık'a doğru, Türkiye'nin atmosferi bir yay gibi gerildi... Beklenen bir süreç aslında ama, Bremen mızıkacılarına benzeyen Avrupa korosundan yükselen akortsuz sesler de gerilim filmi kıvamına getirdi ülkeyi. Şunu kabul etmek lazım ki, AB ülkelerinin ekseriyeti, Türkiye'nin bu kadar hızlı bir şekilde müzakere eşiğine geleceğine hiç ihtimal vermiyorlardı. Öyle ya, yakın geçmişi siyasi ve iktisadi zigzaglarla bu kadar dolu ve yıllarını " duruma vaziyet etmekle " geçiren 30-40 yıllık müzmin siyasetçilerin arenası olan üstelik atanmışların her fırsatta seçilmişlerin iktidar alanını daraltmaya çalıştığı bir ülkenin, AB'nin siyasi kriterlerini bu derece hızlı yerine getireceğini hiç hesaba katmamışlardı. Demokratikleşmenin, sivilleşmenin, şeffaflaşmanın sadece lafının edildiği bir ülkeyi, 1999 yılında üyeliğe davet ederken, AB bu hızlandırılmış süreci planlamamıştı anlaşılan. Bu gel-gitlerin yıllar yılı süreceğini ve Türkiye'yi " içlerine girmeyecek kadar uzak ama işlerine yarayacak kadar da yakın " bir mesafede tutabileceklerini düşünmüşlerdi " yaşlı kıtanın kurtları ". Kazan-kazan Başbakan Erdoğan 'ın tabiriyle, AB süreci bizim için her hal ve şartta kazançlı olmakta. Farkındaysanız, AB içindeki çatlak sesler kendi çelişkilerini izah etme derdine düştüler. 17 Aralık'ta bir müzakere tarihi alınacak büyük ihtimalle... Ama eğer çıkan karar Türkiye'yi rahatsız edici olursa, göstereceğimiz tepkinin AB içinde çok yankı bulacağı aşikar. Bir kurallar manzumesi olan birliğin kendisini ihlal etmesi gibi bir durum, üye ülkeler arasında ciddi tartışmalara yol açar. Bu enformasyon bombardımanı ve toz duman arasında unutmamamız gereken bir şey var. AB üyeliği hedefiyle yerine getirdiğimiz veya getireceğimiz tüm kriterler, bizim uygarlaşma hedefimiz için faydalı demokratikleşme, özgürleşme adımlarıdır . Müreffeh ve yüzü gülen bir ülke olma çabamızın aşamalarıdır. AB üyelik süreci bunun şekilsel bir tanımıdır sadece. Avrupalı dayattığı için değil, kendi faydamız dayattığı için yeniden yapılanıyoruz. Böyle düşünürseniz fazla gerilmezsiniz... Gerçekten.