Zihinler donunca...

A -
A +

Söylene söylene sakız oldu belki ama, bir ülke kendi yakın geçmişiyle yüzleşmeye başlayınca, hiç kimse kendini bundan münezzeh tutamıyor. Hele o ülkede totaliter bir devlet ve etrafında da resmî ideolojinin duvarları varsa, yüzleşmeden herkes nasibini alıyor. 1 Mayıs vesilesiyle sosyalist sol da böyle bir yüzleşmenin kaosunu yaşıyor şimdi... 1977 yılındaki 1 Mayıs'ta Taksim'de yaşanan facianın derin devlet tezgâhı olduğu hep söylenegeldi. O dönem sosyalist harekette yer alan Halil Berktay Taraf'a bir röportaj verdi ve o gün yaşanan ve kendisinin de tanığı olduğu facianın sol fraksiyonların kendi içlerindeki derin düşmanlığın sonucu olduğunu söyleyiverdi. Kıyamet de bundan sonra koptu. Ne kadar sekter solcu, arkaik sosyalist varsa hücuma geçtiler. Zihni tekamüllerini tamamlamış birçok başka solcu da 'adam doğruları anlatıyor, bilmiyor musunuz sanki' dediler. Bu tartışma sonucu nereye varır bilmiyorum. Lakin 'gerçekle her yüzleşmenin' ezberlenmiş doğrular ile hakikatler arasındaki farkı ortaya koymaya devam edeceği aşikâr... Türkiye'nin birkaç yıldır devam eden 'hakikatleri öğrenme döneminde' çok kişinin keyfi kaçacak. Daha da önemlisi, geçmişin karartılmış hakikatleri ortaya çıktıkça, sadece kurulu düzenin değil, o düzen etrafında 'muhalifmiş gibi' pozisyon alan birçoklarının da statükosu bozulacak. Yüzleşmeye devam... Mutad üzere... TSK perşembe günü bir bildiri yayınladı. Kemalist ulusalcılıkta sınır tanımayan İstanbul Barosu'nun başkanı ile yazar Bekir Coşkun bu bildirinin 'zımnen' muhatabı olarak algılandı. Zira biri TSK'yı siyasete müdahale etmedikleri için eleştiriyor, diğeri ise hükümetin iradesine tabi oldukları için istihza ediyordu. Ancak, muhatapları militarizmi benimseyen kişiler olsa da, askerin bildiri yayınlayarak ayar verme alışkanlığının artık bitmesi gerekiyor. Eğer demokrasi var ise, devlet aygıtına yönelik her türlü eleştiri, tehdit, hakarete cevap verecek olan, o aygıtın kullanıcısı olan siyasi iktidardır. 'Ama onlar da haklılar canım' diyenler veya bildiriye muhatap olanlar militarist zihniyettekiler diye 'oh, iyi oldu' tepkisi verenler, demokrasinin birinci basamağında tökezlemiş olurlar. Kime, neden ve hangi niyetle olursa olsun, askerin bildiri yayınlaması ilkesel olarak eleştirilmelidir. Acıklı durum Şike konusunda örtbas gayretlerini, mugalataları, yalpalamaları, kıvranmaları ibretle seyrediyoruz. Futbol Federasyonu'nun bu hafta başındaki açıklaması ise ibretten de öte, acıma duygusu uyandırdı bende... Nereye varacak bu işin sonu bilmiyorum ama geriye itibar ve inandırıcılığını yitirmiş birçok adam kalacak, onu biliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.