Federasyon köşeye sıkıştı

A -
A +

Diyarbakırspor'un, üst üste iki maçındaki olaylar yüzünden, vereceği kararları, tekrar tekrar gözden geçiren; suya sabuna dokunmadan işin içinden "nasıl sıyrılırız" hesapları yapan federasyon gerçekten zor durumda... Son İstanbul Büyükşehir Belediye maçındaki çıkan olayları hiç hesaba katmadıkları için, Bursaspor maçının kararını nedense geciktirenler, şimdi tam bir çıkmazın içine düştü... Hadi uygula bakalım kuralları... Hiç eyyam, yangın yapmadan... Siyasi baskıları takmadan... Gelecek kaygısı duymadan... Sıkıysa uygula bakalım kuralları... Kurtar Türk futbolunu, taşlardan, sopalardan ve linçlerden... Mahalle maçında bile olmayacak olayların, can güvenliğini tehdit etmesini, dünyanın gözünde futbolumuzdaki "dehşet" görüntülerinin varlığının üzerini, kapat bakalım... "Acaba, Diyarbakırspor'u küme düşürürsek, 21 Mart Nevruz kutlamaları başka yönlere çekilir mi" diye düşünme istersen... Zirvede ve küme düşme hattında doğacak "hesap-kitap" sıkıntısını görmezliğe gel bakalım... "Diyarbakırspor'u küme düşürürsek, bu takıma daha önce puan kaptıran takımların muhtemel isyanını nasıl önleriz" diye endişelere kapılma hadi... "Sakal ve bıyık" meselesi Futbol Federasyonu'nu resmen köşeye sıkıştırmıştır... Kimse, bu işten "Tereyağından kıl çekme" işlemini beklemesin... Kaos futbolumuzun kapısında... Ama bir gerçek var ki, işte insanın yüreğini burkan da bu... Diyarbakırspor'un bu işlerde hiçbir günahı yok... Futbolcusu temiz, hocası temiz, sahadaki futbolları temiz... Ama o seyirci yok mu o seyirci... Hani o saha basan, yumruk kadar taşları sahaya atan eli kırılasıcalar yok mu? Güzelim takımı, resmen yaktı işte bu tribün canavarları... Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar... Lütfen Sayın Valim Deprem olunca, evlerinizden çıkın... Kar yağınca, evinizde oturun... Sel basınca, yollara düşmeyin uyarısı yaparak, İstanbullular için tedbir çareleri söyleyen Vali Muammer Güler, bu defa futbola da el attı... Güler, 87. dakikada yarım kalan 70 kişinin bu dakikada sahaya inip, hakem ve futbolcu kovaladığı İstanbul Belediye-Diyarbakırspor maçının tatil edilmesi üzerine, fikrini söyledi: "Ben olsam, bu maçı oynatırdım... Hakem Gökçek acele etti..." Sayın Valim, taşlı sopalı 70 kişi saha basacak ve siz bu maçı oynatacaksınız ha... Dünyanın her yerinde 3 kişi sahaya girdiğinde, maç tatil olurken, sizin bu öneriniz biraz gerçekçi olmadı... Gözü dönmüş kişilerin, ellerinde pamuk yoktu... O uzun uzun şeyler, gül değil, şimşir sopalardı... Kusura bakmayın, biz biraz cesaretsiziz, sizin kadar cesur değiliz Sayın Valim... Avcı'ya bu yapılır mı? Beşiktaş'ın, İnönü'de oynadığı İstanbul Büyükşehir Belediye maçında, tribünlerin uğraştığı tek kişi vardı... Abdullah Avcı... Türk futbolunun en kaliteli hocalarından birisi olan; taraftarı olmayan takımıyla, herkesin beğenisini kazanan, alkışlanan Abdullah Avcı'ya, Beşiktaş seyircisi ağzına geleni söyledi... Alay etti... Reha Muhtar'ın "Acı var mı, acı" sorusunu sormadan "Avcı ve acı" üzerine sözde esprili küfürlerle aşağıladılar bu değerli hocayı... Oysa şöyle bir sezon öncesine dönseler ve şampiyon oldukları "müthiş finişli" maçları hatırlasalar, o aşağıladıkları Abdullah Avcı'nın ve takımının, Sivasspor'u Sivas'ta devirmelerinin borcunu, ömür boyu ödeyemeyeceklerini anlarlardı... Saygı ile alkışlanacakların, saygısızlıkla karşı karşıya gelmesi çok acı... Demokles'in Kılıcı! F.Bahçe'de tutmayan hesaplar ve kaybedilen puanlar yüzünden, tepeden tırnağa kimsenin yüzü gülmüyor... Eleştiri oklarının hedefindeki kişi ise Daum... Daha önce iki şampiyonluk tattırmasına rağmen "Avrupa'da başarı beklenemez" mantığı ile kovulan Daum, bu defa işi sağlama alarak tekrar davet edildiği F.Bahçe'de "vurdumduymaz" tavırları ile herkesi şaşkına çeviriyor... Çünkü o bu defa, hesap-kitap işini iyi yaptı... Sağlam kazığa bağladı her şartını... Kovulmak umurunda değil... Ama Daum, şu yıldızlar topluluğu F.Bahçe'de başarılı olamıyorsa, işin içinde sadece sahadaki futbolun eksikliği değil, bu eksikliğe çanak tutan diğer olayların yansıması yatıyor... Aykut Kocaman'ın F.Bahçe'ye getirilişine en memnun olmayan kişi Daum'du... Çünkü o biliyordu ki, hedeflerden uzaklaşılırsa, Kocaman devreye sokulacak ve kendisi "Tu-kaka" edilecek... Nitekim gelişmeler de bu yönde zaten... Daum'un kazanı hazırlandı... Altına odunlar atıldı... Tamtamlar çalınmaya başlandı... Daum, kazandan kurtulsa, dışarıda "Demokles'in Kılıcı" gibi Aykut Kocaman sendromu var... Bu senaryo değil... Bu son G.Birliği maçından sonra, kafilenin bindiği otobüste "Daum-Kocaman" görüntüsünün ortaya çıkardığı sonuçtur... F.Bahçe'de, sonu bilinen film vizyonda şimdi... Gişe yapar mı, işte o bilinmez... Bir dünya yıldızı Real Madrid gibi dünyanın en büyük takımında 2 defa "Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu", Chelsea'de "İngiltere Premier Lig Şampiyonluğu", Kamerun Milli Takımı'nda 72 kez forma giyip 9 gole imza, Sidney'de 2000'de yapılan, Olimpiyat Oyunları'nda "Altın Madalya", 2 defa, Afrika Uluslararası Kupası Şampiyonluğu (2000 ve 2002), FIFA Konfederasyon Kupası 2.liği... Bu apoletlere sahip kişi, şu anda Ankaragücü'nde top koşturan 32 yaşındaki Geremi... "Bizlerin tek bir amacı var... Para verip, tribünlere gelen ve destekleyen taraftarımızı mutlu etmek... Hem de sakatlanma pahasına bile olsa, stattan ayrılırken onların yüzünü güldürebilmek." İşte böylesine profesyonel düşünebilen bir futbolcuya sahip olan, Ankaragücü ve Türk futbolu "göz boyayıcı" onlarca yabancının yanında, Geremi'nin kıymetini iyi bilmeli... "Bir ton cep telefonu hurdasından, 1 kilo gümüş, 300 gram altın ayrıştırılıyor"Hurdacı itirafı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.