Aç kardelen aç!

A -
A +

"Bütün çocuklar eşit doğar... Ama yaşam, kimine iyi davranır, daha çok şans tanır... Eşitlik bozulur..." Böyle diyor Sezen Aksu... "Aç kardelen aç" diye Türkiye'ye seslendiği "ağlatan şarkısında" okul hasretiyle yanan onbinlerce küçük kızın derdine merhem olmaya çalışmak, silah zoruyla değil, gönül aşkıyla dolu bir atılımdır... 480 bin eğitimle tanışmamış kız çocuğumuzun olduğu Türkiye'de "Kızlarımızı okutalım, çünkü onlar geleceğimizdir" diyerek liderlik yapmak da, Sezen Aksu'ya yakışırdı zaten... HHH Maganda kurşunlarına para bulanların; defter, kalem için de ellerini cebine atmasını beklemek ne kadar hayalcilikse, Türk sporunda eğitim seviyesi, her geçen gün düşen seyircimizi, süzgeçten geçirmek de, o kadar zordur aslında... 1920'nin o yoksulluk yıllarında bile, en klâs giysilerini, en bakımlı bedenlerine geçirip, Taksim Stadı'na koşan, kadınlı erkekli seyirci potansiyeli, ne oldu da 21. asırda yerini magandalara bıraktı?.. "Esrarı da çekeriz, şarabı da içeriz" saçma bestesini çekinmeden bir ağızdan söyleyen tribün cahillerinin, takımlarına olan katkısı, çektikleri ve içtikleri ile ne kadar bağdaşabilir? Gözü dönmüş, kafası bulanmış kişilerin, sahada koşan futbolcusuna olan desteği, onları ürküterek değil, aşk ile olmalıdır... İyi günde "Bu taraftar seninle gurur duyuyor" de... Ama bir beraberlikte bile, sahaya atla, şiş fırlat, küfür et... HHH Pamuk ipliğine ve sadece galibiyetlere endeksli taraftar desteğinin, sinirleri tepesine çıkmış kişilerce, asla olgunlukla karşılanmaması kadar doğal ne olabilir? Canlarını bile vereceklerini söylediklerine, bir anda "En büyük taraftar, futbolcular sahtekâr" diyebilme dönekliğini, futbol seyircimizin bugünkü yapısı içinde görürken, insanın tüyleri ürpermiyor mu? Letonya karşısında, maçın son 20 dakikasına kadar "Büyük hoca" dedikleri Şenol Güneş'i, maç sonunda, idâma mâhkum eden, istifaya davet eden bir zihniyet, Türk futboluna ihânet eden, onun gelişmesine zerre kadar katkısı olmayan bir anlayış değil midir? Biz F.Bahçe'yi şampiyon yapmış ilk yerli hoca Mustafa Denizli'yi kovan bir topluluğun üyesi değil miyiz? Biz, G.Saray'ı 4 yıl zirvede tutmuş, UEFA Kupası'nı kazandırmış Fatih Terim'e bile istifa davetinde bulunmadık mı? Taraftar anlayışımız, tribünden dilediği gibi küfür etme, eline geçeni atma algılaması sayesinde, çıldırmış bir noktaya gelen bir toplumdan "Büyük taraftar" diye bahsetmek, yanılgıların en büyüğü olmaz mı? HHH "Asla yalnız yürümeyeceksin" diye Liverpool'u Şampiyonlar Ligi finalinde, 3-0 mağlubiyetten önce 3-3'e taşıyan, sonra da kupaya yapıştıran o liman işçisi taraftara bir bakın; bir de bizdeki, iyi gün dostu taraftar müsveddesine... Yönetimleri bile, dilediğinde alıp götüren, bedava bilet verilmeyince "Sen önce kendini sev, biz seni sonra severiz" diye, yıllarca kendilerini besleyen başkanlarına arkalarını dönen bir seyirci, gerçek dost değil "rantın dostudur" bizim ülkemizde... Onların "mezara kadar değil, pazara kadar" olan destekleri, futbolumuzun tekeri önünde "takoz olmaktan" başka bir işe yaramaz... Sadece "Saldır, vur, anasını belle, kin kus" gibi, tahrik seline kapılmış sözcüklerle, kelime hazinelerinin kıtlığı ve küfürbazlığı ile tribündekileri tehdit ve korku ile sindirip hakimiyet kurarak, takımlarını desteklediklerini zannedenler, değil koşmak, beraber yürünmeyecek taraftardır... Tribün edebiyatına, âdabına, kalitesine kazma vurup, şiddeti, terörü, kavgayı getirenlerle bu Türkiye'de "Asla beraber yürünmez!" Aklı başındaki seyirciyi sindiren, kadınları ve çocukları, ürkek bakışlarla maç seyretmek zorunda bırakanların, kültür seviyelerini yükseltmek için en büyük şart eğitimdir... HHH Sezen Aksu, eğitimle tanışmamış 480 bin kız çocuğu için müziği ve cesaretiyle seferberlik başlatarak "Aç kardelen aç" diye, yüreklerimize hem hüzün, hem duygu şırınga etti... Şimdi, okul hasretiyle yanan kız çocuklarımız, derslerle tanışacakları günleri, iple çekiyor... Ahh keşke, Sezen Aksu gibi birisi de, tribünlerimizin önüne geçip, onlara ahlâk, coşku ve de adamlık şarkısı söylese, söyletebilse... Tahriklerin "uç seviyeye" geldiği şu günlerde, takımını "aşk ile destekleyecek" ona iyi günde de, kötü günde de "Asla yalnız yürümeyeceksin" diye, kucak açacak tribün insanlarına, öyle ihtiyacımız var ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.