İki gün sonra İstanbul'u dondurması beklenen Sibirya soğuğu önce Beşiktaş seyircisinin gözünü korkuttu. Antalya'daki Efes Cup'ta şampiyon olan bir takım, ligin ikinci yarısının daha ilk maçında yalnız bırakılmıştı. İşte o Kartal, ilk yarıdaki groki durumuna düşürdüğü rakibini 90 dakika Sergen ve Ailton'la sağlı sollu yıpratmasına rağmen bir türlü nakavt edemedi. *** Sergen'le canlılık kazanan siyah-beyazlılar, daha 15.dakikada Kaptan'ın asistliği ve Ailton'un uzak mesafeden kaleyi iyi nişanlaması ortaklığıyla ilk golüne erken kavuşuverdi. Henüz bu golden 8 dakika geçmişti ki; bu defa Ailton'un asistliği ve Sergen'in kale içinde affetmeyen vuruşuyla golleri ikileyiverdi. Beşiktaş'ın Erciyes kalesi önünde her dakika gol arama çabalarına misafir ekip kontrataklarla karşılık vermeye çalıştı. Nitekim, Beşiktaş ikinci golün sevincini doya doya yaşayamadan Cenk'in ayağından yediği golle havasını kaybetti. Siyah-beyazlı takım, defans bloğundaki başta kaleci Murat olmak üzere Ali Tandoğan, İbrahim Toraman ve Çağdaş'ın telaşına ayak uydurmayan tek futbolcu ilk 45 dakikada genç Mehmet Sedef'ti. *** İbrahim Üzülmez'in çalım sevdası insanı bıktıracak kadar aşırıya kaçması Kleberson'un kafasının sanki maç dışında bir şeye takılı gibi kalması orta blokta Koray'a daha da yük bindirdi. Ama esas akortsuzluk Sergen ve Ailton'un arasında futboluyla sırıtan İbrahim Akın'dı. Sanki Sergen ve Ailton sosyete masasında yemek yerken, İbrahim Akın yer sofrasını tercih eden elini kaşık-çatal gibi kullanan bir Anadolu delikanlısıydı. Takımı adına tek olumlu işe imza atamayan bu futbolcu, önce formasına sonra da gençliğine yazık ediyordu sanki... Yönetimin "Transfer yok, yoluna devam et" diye çaresiz bıraktığı Tigana'yı dün sahanın hem kilo, hem futbol yönünden ağır basan iki yıldızı Sergen ve Ailton'un çabaları da kurtaramadı. Oysa Erciyes, dünkü futboluyla hiç de iç açıcı görüntü vermezken Beşiktaş defansının hediyesi 2 golle evine mutlu döndü.