Ağızlara, kalemlere pranga...

A -
A +

Türkiye'de tuhaf şeyler oluyor... Ama bunları olumlu sinyaller şeklinde algılamak zor... Basına vurulan prangalar, her geçen gün daha da ağırlaştırılıyor... Medyanın elleri kelepçelenmek üzere... Hakkımızda alınacak kararı tepki göstermeden, sesisimizi yükseltemeden kabul etmek zorunda kalıyoruz... Manşetler sessiz... Yazarlar sessiz... Sendikalar sessiz... Neler oluyor Allah aşkına? Biz eskiden böyle miydik? Böylesine kuzu muyduk? Böylesine ceza kesilecek kadar suçlu muyduk?  Koalisyonu sarsan, başını ağrıtan, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı, Ceza Yasası'nın 159 ve 312'nci maddelerindeki değişiklikler adı altındaki "Mini referandum paketi" hiç de alışık olmadığımız bir düzenin gelmesine sebep olacak... Bu yasalardaki değişiklikler spor sayfalarında da çoğumuzun başını yakacak... Stadlarda herkes sus pus oturacak... Küfür, asla yok... Varsa, cezası 3 yıl... Aşağılamak yok... Cezası 3 yıl... Eleştirmek yok... Cezası 3 yıl... Şimdi amigolar kara kara düşünsünler bakalım... O bir işaretleriyle binlerce kişiye ettirdikleri küfürler tarihe karışacak... Gerçi bu güzel bir şey... Hakeme "İ...." veya "O.... çocuğu" dedirtsin de görelim... Mahpushane onu bekliyor... Hem de yönettiği binlerce taraftarla birlikte...  Sahada birbirine küfür eden futbolcular da yanacak... Karşı tribündeki diğer takımın taraftarına sataşan da... Bizler yazılarımızda eleştiri dozunu sıkıysa kaçıralım bakalım... Cezası 3 yıl... Yani bir futbolcuya "Dünkü oyunuyla rezil oldu" gibi bir yakıştırma sıkıysa yapalım bundan sonra... Yahut da "Tribünlerdeki olaylara polis seyirci kaldı" gibi bir sitemde bulunalım... Yandık ki, ne yandık... "Falanca kulübün borcu şu kadar milyon dolar" gibi eleştiriler de yasak... Toplumu yanlış bilgilendirmeden dolayı al sana 3 yıl... Bundan sonra kuzu kuzu eleştiriler... Topu kalenin bir metre önünden auta atan golcü için "Beceriksiz" demek tarihe karışacak... Heyecansız ve standart yazılara şimdiden hazır olun...  Ya yöneticilerin durumu? Hani bizden bazılarımıza kızınca "Şerefsizler" diyen yöneticilerimiz ne yapacak? Yahut da beğenmedikleri bir haberi yazdı diye gazeteci arkadaşımıza ağıza alınmayacak sözler söyleyen, bazılarına antrenman sahasını bile yasak eden yöneticiler ne yapacak? Onlar da yandı... Sıkıysa bizlerden birine hakaret etsinler de görelim... O, antrenman sahalarındaki izmaritleri gazetecilere toplattıran hocalar da tarihe karışacak... Hakemler için kışkırtıcı beyanatlar, aşağılayıcı cümleler de yok artık... Federasyona lâf yok... MHK'ya yok... Hocaya yok... Söz buradaysa, ceza da nah şuracıkta... Hem de 3 yıl...  Daha neler göreceğiz bakalım? Ecevit gibi, basının içinden gelmiş bir gazeteci dostunun başında bulunduğu hükümet, daha nelere imza atacak? Basın kartları bile hükümsüz kılınmış günümüzde, "Özgürlüklerin değil, yasakların getirildiği" bir başka dönem, dileriz bir daha yaşanmaz... Hapishane ve savcı kıtlığında, yeni "Onbinleri" kodese tıkmak için bu kadar can atan bir hükümet IMF kadar biraz da vatandaşına hizmeti düşünebilseydi, inanın onları kalbimizin içine sokardık... Ama onlar bizi, sizi, onları deliğe sokmak için çırpınıyor ne yazık ki... Biz de kaşınmadık değil hani... Erman Toroğlu'nun "Yalı kazığı" veya "Bostan korkuluğu" gibi, Hıncal Uluç'un "Şehir kırosu" Ali Sami Alkış'ın "Çeribaşı" gibi aşağılayıcı eleştirileriyle çok ileri gittiğimiz doğrudur... Şimdi susturucu takılmış kuru-sıkı tabancaya döndürüldük... Yeni oyuncağımız hayırlı olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.