Türkiye'de yüzme sporu dendiğinde, herkesin aklına gelen isim Derya Büyükuncu'dur... 13. Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda erkekler sırtüstünde Avrupa 5.si olan milli yüzücü, bunu çok büyük bir başarı olarak gören tek kişi nedense... 33 yaşındaki Büyükuncu, Türkiye rekorlarını çok rahat kırmasına rağmen, Olimpiyatlarda bugüne kadar hep hüsranları oynadı... Tam 5 olimpiyat... Dile kolay ve kimselere nasip olmayacak bir şans... Ne yapmış buralarda Derya? Koca bir hiç... Ama kendisi hâlâ daha iyi bir sponsor bulduğu takdirde "tarihe geçeceğine" inanıyor... Neyle geçecek? Kulvarlarda köpük yutmakla mı? 2010 Avrupa Şampiyonası ve 2012'de Londra Olimpiyatlarında da, Türkiye'yi bir daha ümitlendirecek olan Derya, yine büyük ihtimalle bizlere "Havuzda boğulduk" başlığını attıracak... Sponsorlar aklını peynir ekmekle yemedi ki... Bizim şampiyon tutturmuş sponsor... Biz tutturmuşuz bir türkü derinden: "Aman bre Deryalar, Kanlıca Deryalar... Biz nişanlıyız... İkimiz de bir boydayız... Biz delikanlıyız..." Havuzdaki amcalar Yüzme sporu, çok büyük güç ve enerji isteyen bir dal... Her babayiğidin, hele bir yarışmaya katılması, o kadar kolay değil... 18'lik gençlerle baş edebilmek için sadece tecrübesine güvenenleri bu son şampiyonada gördük bir kez daha... F.Bahçeli yüzücü Serkan Atasay... 39 yaşında (1970 doğumlu) hâlâ daha havuzlarda madalya arıyor... Cesaretini ve azmini kutlamak gerek... Ama son şampiyonada aldığı dereceyi soruyorsanız, işte gerçek orada karşınıza çıkıyor... Kendimizi kandırdığımız Türkiye Şampiyonaları'nda kırılan rekorların aldattığı yarışmalardan sonra, gerçek platformlara da ise, portföyümüz belli oluyor... Hocalık yapması gerekenlerle, yarışlarda madalya aramak yanlışlığından bir gün vazgeçersek, gözlerimizin yanındaki gözlükleri de atmış olacağız... Kriz yönetiminin figüranı Nerede eski F.Bahçe, nerede bugünkü F.Bahçe? Başkan Aziz Yıldırım'ı herkes, gülmeyen yüzü ve "astığı astık, kestiği kestik" bir tanımlama içinde bilir ve ya düşünür... Son 11 yılın, 10 yılında da gerçekten böyleydi Yıldırım... F.Bahçe'nin menfaatlerini koruma adına, gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemezdi... Futbolcu, sıkı mı, ukalalık yapsın... Teknik direktör sıkı mı, kafasına göre iş yapsın... "Tak" diye binerdi Yıldırım başlarına... Peki ya şimdi? F.Bahçe'de olanlara bakınız... Mukavelesi süren R.Carlos, aylardan beri "Gidiyorum" dedi ve gitti... "Kim takar başkanı, ben dünya yıldızıyım" havalarında dediğini yaptı... Güiza, ilk 11'de oynamayacağını anladığında, Samandıra Tesisleri'nden doğruca evine gidiyor şimdi... Gece alemleri kabak tadı verdi... Bu alemlerden dönüşte, bileğini kesen, arabasıyla takla atanlar, adı partilere karışanlar sayılamayacak kadar çok... Brezilyalılar azıttı adeta... "Babalarının çiftliği" sanki F.Bahçe... Yıldırım mutlaka yazıyordur bunları bir kenara ama şu anda eli mahkum bu isimlere... Amma... F.Bahçe'de bir teknik direktör var ki, parasından başka hiçbir şey düşünmez durumda... Ne hesap soruyor, ne dünya umurunda... Hatta, o futbolcuları sorguya çekeceğine, futbolcular Daum'u "Niye bizi korumadın" diye sorguya çekiyor... F.Bahçe'de dünün başaktörleri, şimdi figüran oldu adeta... Bu film, sizce iş yapar mı, lig gişesinde? "Sinek ikili" açılımı Ankara'nın üzerinde türlü oyunlar oynanan; sevimli takım görüntüsünden, yöneticileri sayesinde, sevimsizlik çemberinin ortasına düşen ekibi Ankaragücü; geçtiğimiz hafta resmen bir hakem giyotininin altına yatırıldı... Saracoğlu tribünlerinin sessizliğinden de yararlanarak F.Bahçe'ye kafa tutan, hatta kazanabileceği bir 90 dakikada büyük işler yapan Başkent sarı-lacivertlilerinin "buz gibi" golü güme gitti... Gittiğiyle de kaldı... Ne konuşuldu, ne uzatıldı... Şayet bu maçı F.Bahçe kaybetseydi, başta Daum olmak üzere, belki de Aziz Yıldırım'ın koltuğu sallanacaktı... Belki, zaten her saniye olayların içinde yaşayan F.Bahçeli futbolculardan çoğunun, ligin devre arasında biletleri kesilecekti... Operasyon yapıldı ve iş tatlıya bağlandı... Anadolu'da her kıraathanede "6 kol İskambil" oyunu oynanır... Bu oyunda hiçbir işe yaramayan tek kağıt sinek ikilidir... A.Gücü Teknik Direktörü Fikret Yılmaz, karşılaşma sonrası "Hakemler bizi sinek ikili yaptılar" derken, "Hakemler bizi adam yerine koymuyor" demenin, açılımını yaptı aslında...