Asla mazereti olamaz...

A -
A +

Futbol, madem ki, bir eğlence ve spordur, o halde içinde, heyecanın ve kazanma duygusunun yer olması gerekir... Tek başına yarışılan bir mücadelenin, tadı-tuzu olmayan yemekten ne farkı vardır ki? Eğer bugün, 100 metre finali için Justin Gatlin'in 9.88'lik rekoru bile, her han kırılmaya hazır bekliyorsa, bu demektir ki, kimse elde ettiği güzelliklerle ömür boyu yaşayamayacağını bilmelidir... Rekabet, yoksa, zevk de, tad da, heyecan da yoktur... *** F.Bahçe'nin "Süper Ligi" erken bitirdiği kanaatinin haftalar önce yerleştiği futbolumuzda, şimdi yeni bir macera arar gibi, G.Saray'ın mücadeleyi bırakmaması için, futbolsever dua peşindedir... Eğer bugün, sahasında tarihi rakibine boyun eğmeyen bir G.Saray olsaydı, kimse F.Bahçe'nin elinde bulundurduğu yıldızlar bolluğuna rağmen, sarı-lacivertlileri peşin şampiyon göremeyecekti... Ama kaybedilmiş bir şey yoktur daha... Daha doğrusu Beşiktaş karşısında alınacak 3 puan, ligin seyrini ve heyecanını peşin hükümcülerin üstüne üstüne çevirecektir... *** Ankaraspor önünde, sinirine yenilen ve kırmızı kart görerek defans göbeğinde Song'u yalnız bırakan Tomas'ın cezalı olması dışında, Beşiktaş karşısında fazla bir eksiği bulunmayan G.Saray'ın, kaybedeceği bir puan bile, tüm olumsuzlukları da peşinden getirecektir... Lig istatisliklerine bakıldığında, şampiyon bir takımın en az 25 puan kayıp verme toleransı olsa da, bu sezon, bu tolerans, bu rakkamları bulmayacaktır... Çünkü, G.Saray'ın üst üste 4 şampiyonluğunu önce egale, sonra da kırma arzusundaki Aziz Yıldırım yönetimi, tüm varlıklarını bu yolda harcamaya hazırdır... Adının "G.Saray'ın şampiyonluğunu, görevi başında, en fazla gören başkana" çıkması Yıldırım'ı futbolculardan daha çok hırslandırdığından, puan kaybetmemek için, tüm fedakarlıklar yapılmaktadır F.Bahçe'de... *** İşte o zaman, G.Saray'ın da, tarihi rakibin ensesinden uzaklaşmamak için, ilk önce bu Beşiktaş derbisini kazasız atlatması gerekir... Bugün için, kazanma arzusu yüksek, gol için daha atak görünümündeki G.Saray'ın, Beşiktaş gibi, Tigana ile toparlanmaya ve en azından taraftarına şirin gözükmek isteyen bir rakip önünde, Tomas'ın eksikliğine rağmen, Ali Sami Yen'de, yüzünün güleceğıini söylemek yanlış değildir... Çünkü bu işin mazereti asla olamaz... Forvetteki büyük çekişme arzusu, orta sahada Ayhan'ın yeniden kazanılması, İliç'in güven vermesi, G.Saray adına olan artılardır... Beşiktaş için ise "Olsa da olur, olmasa da" anlamındaki bir 3 puan, ligde F.Bahçe'yi, zirvede tek başına bırakmasından başka bir rol oynamayacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.