Günlerdir bir göbek atma olayı konuşuluyor... Bu ne Asena'nın, ne Nez'in attığı göbek... Bu, bu ülkenin yıllardır sanatçı diye baş tacı ettiği Adnan Şenses'in göbeği... Ve bu göbeğin bedeli tam 280 trilyon... Kim mi verecek bu ücreti... Biz vatandaşlar... Arabası olan herkes... Afiyet olsun Adnan ağabey... Adnan Şenses, Zeytinburnu'nda bir akaryakıt istasyonu sahibi... Hükümeti "Pompa kapatırız" diye tehdit eden Türkiye'deki 12 bin bayii, sonunda çareyi, Başbakan'a yakınlığı ile tanınan Adnan Şenses'i aracı yapmakta buldu. O Adnan Şenses, o saçlarını sahnede ağartmış Adnan Şenses, o bizlerin gençlik yıllarında, her şarkısında bir sevda yaşadığımız Adnan Şenses öyle bir göbek attı ki, Başbakan, onun ceketinin cebine tam 280 trilyonu koyuverdi. Bu bahşiş, aslında milyonlarca araba sahibinin cebinden zorla alınan bahşişti. Bu bahşiş, kuruş hesabı yapan, deposunu hayatında bir defa bile dolduramamış garibanın cebinden çıkan bir avantaydı. Kârı beğenmeyen, ek işinde de kaymak yemek isteyen Adnan Şenses gibi doyumsuzların yüzlerini güldüren bu olay, vatandaşın sinirini bir defa daha tepesine çıkardı. Şimdi siz seyreyleyin cümbüşü... Dünyadaki petrol fiyatlarının en düşük seviyede seyrettiği günümüzde, gelecek ilk akaryakıt zammında bu vatandaş o 280 trilyonluk kaymağı, akaryakıt bayilerine haram ve zehir edecektir. Milyonlarca vatandaşı hiçe sayıp, 12 bin mutlu azınlığı sevindiren hükümete öfke duyacaktır. Transferde, milyon dolarları, yolda bulmuşcasına, Avrupa'nın içi geçmiş, emekliliği gelmiş eski yıldızlarının ayakları altına seren "3 büyükler" altından ileride kalkamayacakları bir borç yükünü, neden hiç düşünmezler ki ? Neden 2004-2005 sezonunda bizde de uygulamaya geçecek "UEFA kriterlerini" dikkate almazlar ki? "Benden sonra tufan" zihniyeti ile kulüp yönetenlerin, tarihde bırakacakları iz, her zaman için nefret olacaktır. Köy bakkalının bile yapmayacağı hatalar zinciri içinde, örneğin hasta bir futbolcu ile 9 milyon doları buharlaştıran F.Bahçe yönetimine kimse hesap sormaz mı bu âlemde? Sezona büyük bir hava ile girip 5 yabancısından da verim alamayınca, ikinci yarıda onları gönderip yerine yine işe yaramaz çıkanları alıp, G.Saray'ı ligde mahsun bırakan Fatih Terim'den niye hiç hesap sorulmaz? Canaydın ve ekibi neden bu olaylara seyirci kalır? Neden, taraftarın stad gişelerine bıraktığı milyarlar, neden yayın haklarından gelen hazine, neden borsadan kulüp kasasına akan "Cankurtaran simidi" gibi gelir, boşu boşuna, hem de döviz bazında yurt dışına postalanır? Bunun cevabı, beceriksizlik, işin ehli olmamak, hava atayım derken hava kaçırmaktır. F.Bahçe, stadını 26 binden 55 bin kişilik kapasiteye çıkarırken, kasasına giren inanılmaz rakamlar bile onu mutlu etmedi... Yönetim, 26 binlikken kiraladığı bu stadın, şimdi 55 binlik olmasına rağmen kira bedelini Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'ne (GSGM'ye) ödemiyor. Aynı şekilde G.Saray, Beşiktaş, Trabzon ve diğerleri de aynı senaryoyu oynuyor. Transferde, sorumsuz harcamalar yapanlar, devlete olan stad kirasını bile "İç" ediyor. 100 milyarı geçen vergi borçlarının üzerine "çarpı" çektiriyor. "Basketbol şubemizi kapatıyoruz" tehditiyle TRT'den inanılmaz "avanta" kapıyor. 10 milyon dolara aldıkları bir futbolcuyu, 100 milyarlıkmış gibi Futbol Federasyonu'na bildiriyor. İşler kötüye gittiğinde, primleri, taksitleri kesiyor, sonra da "Sen işimize yaramazsın" diyerek, verdikleri paralardan hiç rahatsız olmadan batağa sürükleniyor. Ve bunun adı da, idarecilik, yöneticilik oluyor... Biz Başbakan'ın önünde göbek atıp 280 trilyonu akaryakıt bayilerine kazandıran Adnan Şenses'i eleştiriyor, ayıplıyor, kınıyoruz... Ya bu spor adamlarına ne demeli? Onların attıkları da "göbek" değil mi?