Avcı'nın darağacı!

A -
A +

Hollanda karşısında Amsterdam'da alınan 2-0'lık yenilgi sonrası, uzun zamandır baltalarını bileyip saklayanların bir anda "Allah Allah" nidaları ile sahneye çıkmalarını hayretle izliyoruz... Kim bizim yenildiğimiz takım? Hollanda... Son Avrupa Şampiyonası'nda "sıfır" çekmiş bir takım olabilir Hollanda... Ama hiç bir turnuvadan geri kalmamış ve her turnuva başlamadan önce, o şampiyonanın favorileri arasında gösterilmiş bir takım Portakallar... Kadrosunda Sneijder, Narsingh, Van Persie, Robben, Huntelaar, Kuyt gibi dünyanın sayılı yıldız isimlerini barındıran, hiç de küçümsenmeyecek bir ekip Hollanda... 90 dakikanın sonunda skor tabelasında işimize gelmeyen 2-0'lık bir yenilgi yazarken, biz sahadan "Bu takıma nasıl yenildik?" diye değil "Bu takımı nasıl yenemedik?" diye üzülerek çıktık... Gerçekten, belki de ilk yarıda 3-0 olacak bir karşılaşma, savunmadaki bir yerleşim hatası nedeni ile önce 1-0, sonra da işi tam serdiğimiz zamanda da 2-0'a geldiğinde, Hollandalıları bir görmeliydiniz... sevinçten havalara uçtular Sanki Dünya Kupası'nı kazanmış gibi bayram ettiler... Hatta maçın ertesi günü Hollanda'da çıkan gazetelerin birinde Van Gaal'ın söyledikleri aynen şöyleydi: "Türkler karşısında 90 dakikayı popomu sıkarak zor tamamladım." Rakip Hollanda'nın teknik direktörü bir maçın içinde ne durumlara düşüyor... Peki biz ne yapıyoruz? Dakika 91... Türkiye'nin her te- levizyonunda, her gazetesinin mutfağında Abdullah Avcı için "darağacı" kuruyoruz... Baltalar acımasızca vuruyor teknik direktöre... Bıçaklar merhametsizce saplanıyor vücuduna... "Bu ne biçim milli takım?" diye... Biçimini beğenmemişler... Neden? Efendim Selçuk İnan oynatılmamış... Emre- Nuri değişikliği yanlış yapılmış... Mevlüt'ün bu takımda ne işi varmış... Tunay kimmiş... Sercan'ın daha bir fırın ekmek yemesi lazımmış... Daha neler neler... Kimse Hollanda karşısında 6 gol pozisyonu bulan takımı alkışlamak zahmetinde bulunmadan, sadece eleştiri olsun diye astı kesti... BİZ KİMLERE SABREDEMEDİK? Tamam; ama... Sabırsız bir millet olduğumuz gerçeği ortada dururken, bizim Avcı gibi modern düşünen ve geleceğin takımını kurma adına büyük hamleler yapan birisini bu kadar kolay harcamaya kalkışmamız, ne kadar doğru? Hidding'e sabredemedik... Mustafa Denizli'ye... Fatih Terim'e... Bize "Dünya üçüncülüğü" getiren Şenol Güneş'e de sabredemedik... Bu kadar kolay adam harcayan bir ülke, eğer "sabır" kelimesinin yanından dahi geçemezse, biz ne gelecekten bahsedelim, ne geleceğin takımından... "Ağustos Böceği" gibi günlük yaşayalım, böyle istiyoruz çünkü... Bir "Selçuk İnan oynatılmadı" diye ülkeyi ayağa kaldıran medyamız, birazcık o Selçuk'un G.Saray'ın zor puan aldığı son 3 lig haftasındaki oyununa baksınlar... Baksınlar ki "Ben taktik icabı, böyle bir kadro ile oynadım" diyen Abdullah Avcı'nın Selçuk'u neden oynatmadığını, biraz olsun anlamış olurlar... Yoksa kurarsın üç ayaklı sehpayı... Bir de yağlı ilmik... Çıkarırsın Avcı'yı tabureye... Bir tekme; ülke futbolu Avcı'dan kurtulmuş olur... Eyy benim güzel medyam... Türkiye'de "cellat" olmak bu kadar mı kolay?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.