Aziz Yıldırım'ın vizyonu

A -
A +

F.Bahçe'de yeni bir Aziz Yıldırım döneminin sayfaları açıldı... Öyle ki; Yıldırım koltuğunu bırakmak istemedikten sonra, altından kimsenin çekemeyeceğini ispatladı adeta... Hatta o "destur" vermedikten sonra, kendiliğinden hiç kimsenin, F.Bahçe başkanlığı için yol alamayacağı gerçeği de gözler önüne serildi... Kongre üyelerinin büyük desteğini alan Yıldırım'ın, bu ortamı 11 yıldır, yaptığı tesis ve taraftarın gönlünü okşayan transferlerle süslemesinin bir ürünü olan bu saltanat, şimdi belki de en iyi meyvelerini verecektir... Özelliği, otorite... Aziz Yıldırım'ın başkalarına hoş gelmeyen en büyük özelliği, kendisinin ilk ve son sözün sahibi olmasıdır... Yönetim Kurulu'ndan hiç kimse, başkanın onay vermediği hiçbir işe imza atamaz... Bırakın imza atmayı, gündeme bile getiremez... Basınla paylaşılamayan konularda bile, sadece başkanına hoş görünebilmek adına, fikirlerine törpü vuranların, yine de Aziz Yıldırım'la aynı taşın altına ellerlini sokması, alkışı hak edecek bir davranıştır... BÜYÜK DÜŞÜNMEK Aziz Yıldırım, sportif başarıların gadrine uğramış bir kişidir aslında... Transfer yanlışlıklarının çoğunlukta olduğunu kimse inkâr edemez... Siz, 11 yıl görevde kalırsanız, üstelik Türkiye'nin en köklü bir takımını yönlendirirseniz, mutlaka iyi işlerin yanında, yamuk bazı işlere de imza atarsınız... Aziz Yıldırım, F.Bahçe'ye gelebilecek tüm isimleri paraya acımadan, bazen fazlasıyla da ödeyerek gerçekleştirmiş kişidir... Bugün Roberto Carlos gibi futbolcuyu dünyada hangi kulüp istemez? Hangi kulüp Güiza'yı, kadrosunda görmekten mutluluk duymaz? Ve hangi kulüp, Aragones gibi Avrupa Şampiyonu bir ülkenin hocasıyla çalışmayı reddeder? BAZEN MAYA TUTMAZ F.Bahçe, tabii ki bu ülkenin taraftarı bakımından en güçlü takımıdır... Ama o takım, her sene "şampiyon olacak" diye bir kural yok ki... Herkes, evde yoğurt yapabilir... Ama bazen maya tutmaz... O yoğurt, olur size "ayran sirkesi..." Aziz Yıldırım'ı, yarım su dolu bardağın boş tarafına bakar gibi değerlendirirsek, o zaman Aziz Yıldırım "boş" adamdır... Ama diğer tarafa bakarak tartarsak, bugün için her kulübün başında görmek istediği bir ağırlıkta, otoritede ve despotlukta en yakınına fark atar... KAMÇI VE İSOT Dünyanın en iyi niyetli adamı da olursanız olun, eğer bir yerde liderseniz, sevimliliğinizi kaybedersiniz... Çünkü "İyilikten maraz doğar" diyen atalarımız, bunu herkese "ders olsun" diye söylemişler sanki... Sizin yumuşak yüzünüzü görenler, bu iyiliğinizin toleransı ile disiplini, saygıyı, çalışmayı bir kenara koyar... Hem sizin, hem de kendi verimini ve üretkenliğini düşürdüğünün farkına varamaz... Onun için, Aziz Yıldırım gibi olmak, o kadar kötü bir kimlik değildir... Hoşgörünün dozunu kaçıranlara bazen, bakışların "kamçı" sözlerin "isot" gibi acı gelmesi normaldir... BASINLA MUHABBET! G.Saray'ın, her zaman saygınlığını korumuş ve koruyan eski başkanı Özhan Canaydın'ın, Kulüpler Birliği'nin başında iken, nerede toplandığını bilmeyenler, şimdi Aziz Yıldırım dönemindeki manzarayı mutlaka görmelidir...Eğer bir işin saygınlığını arttırmak isterseniz, önce oturup kalktığınız yerin şeklini şemailini düzelteceksiniz... Şimdi Kulüpler Birliği, işte böylesine gösterişli ve hak ettiği bir mekânda işlevini sürdürmektedir... Belki bu basit bir örnek ama önemli bir vizyonun da basit bir göstergesi... O yüzden, Aziz Yıldırım'ın F.Bahçe'nin vazgeçilmezi olmasının altında yatan gerçekleri görmezliğe gelmeyelim... Şimdi iş kalıyor, basına karşı tutumuna... Onu düzeltmediği takdirde, bütün bu pozitif güzellikleri, halının altına süpürmez, o tozları, alır başının üstünden dökeriz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.