BKarşılaşma başlar başlamaz daha yerimize şöyle bir oturmuştuk ki "Ne oluyor" demeye başladık... Beşiktaş'ın futbola ve gole aç bir gününde olduğunu nereden bilebilirdik ki... Sağlı sollu ataklar; kaleci Orkun'u yerden, havadan bombardımana tutan siyah-beyazlıların "Geliyorum" diyen gol arayışları ile keyifli dakikalar başladı tribünlerde... Uzun zamandır formaya hasret kalan Ekrem'i bir görmeliydiniz... İlk onbeş dakikada 4 tane net gol pozisyonunun başaktörü oldu... Üstelik, Almeida ve Edu'nun yanında üçüncü santrfor olarak da şaşırtıyordu hepimizi... Fernandes'in, ilk yarının son maçında bu kadar iştahlı olması da, bir başka artısıydı Beşiktaş'ın... Bir dakika bile susmadı o tribünler... Şarkılar, türküler, marşlar... Sahada da futbolun gerektirdiği tüm işleri yapan bir değişik kadro vardı... Egemen'in, Sivok'un gelmesiyle daha az yorulup az hata yapması; Ernst'in tek başına orta sahanın tüm parselasyonunu üstlenmesi; İsmail'in sol çizgiyi boylamasına mükemmel kullanması, Karabük gibi; puan fakiri olmasına rağmen, Bülent Korkmaz'la bir büyük maçta zıplama yapma arzusu taşıyan takımı yenmek için yetti yine de... 37. dakikada Fernandes'in ölçüp, biçip, İsmail'e ince ayar attığı pası, bu futbolcunun Almeida'nın kafasına nokta atışı yapması, gerçekten ayakta alkışlanacak enstantanelerdi... Ama çuvalla gol kaçıran o Beşiktaş ilk yarıda skoru çoğaltamayınca, ikinci yarıda sıkıntılar içinde buldu kendisini... Bir kaza golünü bekler hale geldi... Amaç kazanmaktı... Amaç ligin ilk devresini, zirve ortaklığı paylaşımında bitirmekti... Diledikleri oldu siyah-beyazlıların... Darısı ligin ikinci yarısına... TORAMAN NİYE YOK? Daha düne kadar Beşiktaş'ın vazgeçilmezlerinden olan İbrahim Toraman, dün 18 kişilik kadroda yer almadı... Carvalhal kinci biri değil ama bir şeyler olduğu da açık...