Balıkesir Bandırma mı?

A -
A +

Ligimizin, uzatmalı "Süper Final" adı ile oynanan ikinci bölümünün de ardından herkes tatile koşarken, milli takımımızın Avusturya, Portekiz, Almanya arasında mekik dokuması kolay iş değil... Onlar uzatmaların da uzatmasını oynuyor... Şu günlerde, ilerisi için ışık sayılacak bir göz kamaştırıcılığın belirtisi karşımıza çıkmaktadır yavaş yavaş... Yepyeni bir kadro ve yepyeni bir takım... Bir teknik adamın, en azından, kolay kolay vazgeçilmezler dışında kurduğu bir kadro, oynanan 4 maçta sadece tek yenilgi ile gücünü göstermiştir... Bu takımın eleştirilecek yanları, skora da yansıyan başarıları nedeni ile şimdilik rafa kalkmalıdır... 40 haftanın yorgunluklarını bedenlerinde hissedenlerin, bunu hiç dert edinmeden sanki bir turnuva ciddiyeti ile sahaya çıkması, teknik direktör başarısı kadar, o teknik adama inanmışlığın da bir göstergesidir... *** Buraya kadar her şey güzel... Her taş yerli yerine oturmuş gibi... Ama bizim kafamıza takılan soru, hâlâ daha karşılığını bulmamıştır... Volkan Demirel'in, gazetecilere "Evden aldırma" tehdidinin yankıları henüz dinmeden, işi oldu bittiye getirme zihniyeti, bir özrün hedefindeki kişilerdir hâlâ... Alt tarafı bir özür... Ama anlamı büyük olacak bir özür... Milli takımı tepeden tırnağa değiştirmeyi kafasına koymuş bir teknik adam, eğer eskilere sözünü dinletemiyorsa, bundan sonraki gelecek başarılar bile, yeterince alkış toplayamayacaktır... Volkan, bir sokak kabadayısının ağzıyla, gazeteci arkadaşımıza sarf ettiği "Aldırma" olayı ile ilgili olarak, basını uyuttuğunu sanıyorsa, bunda aldanıyor... Hadi o bu işi gurur meselesi yaptı, bir yerde tamam diyelim... Ama başındaki teknik adam "Aldırma" işine bakan futbolcusunun kulağına bazı önemli şeyleri fısıldamalıydı, bugüne kadar... *** Şimdi şöyle bir baktığımızda, Volkan "Ben özür dilemem" demekte haklıdır belki... Ama onun haksız olduğu konu, gazetecilik saygınlığının kaybolmadığının farkındalığıdır... Volkan, istediği kadar gol kurtarsın... Ronaldo'nun köşeye giden penaltısını çıkarsın... Hatta, fizik kaidelerini ihlal edip, inmesin uçtuğunda yere... Ama Volkan "Aldırma işini" bırakacak önce... Hele "Aldıracağı" kişi gazeteci olduğunda, kendine çeki düzen verecek... "Niye özür dileyecekmişim" ayaklarında, basını takmadığını göstermeyecek... Çünkü o basın, Volkan'ın, kahramanlık destanlarını da ballandıra ballandıra tefrika yapıp, resimlerle süslerken iyi basındı da; şimdi mi kötülüklerin en büyük habercisi oldu... Bu iş henüz kapanmadı... Abdullah Avcı'nın yardımcılarının, Volkan adına özür dilemesi hiçbir şeyi değiştiremez... Hatta bizzat Avcı özür dilese, onun pozisyonu, Volkan'ın özür dilemesinin, ancak figüranı olur... Şimdi bizler hâlâ daha Volkan'ın borcu olan "Özrün" takipçileriyiz... Hatta Volkan özür dilemese de, sanmasın ki; o "Aldırmayı" biz hiçbir zaman "Balıkesir -Bandırma" tekerlemesine dahil etmeyeceğiz... Şener biraz sabretmeli Sadri Şener'in, her ne kadar sohbeti ağzı açık dinlenecek kadar lezzetli olsa da, bu şike olayının patlak verdiği 3 Temmuz'dan bu yana, durmadan konuşmasıyla da meclisten adam kaçırdı adeta... Hani "Baklava bile her öğün yenmez" diyen iştahlı bir kişinin isyanı gibi, Şener'in de "Kupa bize verilmeli" tekerlemesinden, herkese gına geldi... Öyle ki; sonunda binlerce defa söylenen o istek, federasyon tarafından haklı bir istek olarak da, görülmedi zaten... Eğer bir kulüp başkanı, böyle bir isteği yerine gelmediğinde, bu kadar rahat da, ortalıkta dolaşmamalı aslında... Ya tuttuğunu koparacaksın, ya da, susup oturacaksın... Şener, sadece bu tip konuşmalarla yıpranmadı... Daha birkaç gün önce de "Yöneticiler ve Şenol Güneş beni yalnız bıraktı" diye başka bir isyanda daha bulundu... Şener'in yalnız kalmaktan bahsettiği yer Çağlayan Adliyesi... Şenol Güneş'in kendisini bir kez olsun aramamasını "Bu Trabzonspor adına çok üzücü bir durum... Bakınız F.Bahçe'ye, bir çok şeyden suçlanıyorlar ama yeni ve eski yöneticiler her mahkemede yerlerini alıyor" sözleriyle kınayan Şener, bunları uluorta her yerde ve basına malzeme olması için söylememeli... Çünkü yarın, başta Şenol Güneş olmak üzere, iğnelediği yöneticilerle yüz yüze bakacak... Kupayı alamayan başkan, hiç olmazsa dostlarını kaybetmemeli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.