Başka yolu yok bunun!

A -
A +

12 seneden beri, tüm ipleri Aziz Yıldırım'ın eline vermiş, kendileri gölgede kalmış olanlar, şimdi koca F.Bahçe'yi yönetmeye çalışıyor... Sanki amatör kümede bir takım Fenerbahçe... Oysa o takım, 20 milyon seveninin olduğu bir ordu... Kriz döneminde, herkesin gözlerinin içine baktığı insanlar, öfkelerinin ve yersiz çıkışlarının cezasını F.Bahçe'ye çektirmeye devam ediyor... Bu gidişle daha da devam edecekler gibi... Çözüm için sokaktaki insanın heyecanını doğru yönlendiremeyerek, onların sarı-lacivert renklere duydukları sevgi selini harmanlayamayıp, yanılgıya düşenler, F.Bahçe gibi 100 yılı aşkın bir tarihi olan kulübü, bu kadar savunmasız hale getirmemeli... ÇANAKKKALE'DE ŞEHİT VERDİ O F.Bahçe, oysa bugüne kadar ne badireler atlattı... O F.Bahçe, Çanakkale Savaşları'nda neredeyse takımın tamamını şehit verdi, yıkılmadı... Şimdi mi yıkılacak? Ama Futbol Federasyonu ile ağız dalaşına girip, kamuoyunu sadece onlara karşı kışkırtarak bir takımın hakkının savunulmayacağını birilerinin bilmesi gerekir... Sen, "Bizi Bank Asya'ya düşürün" diye federasyona gideceksin; sonra o federasyonun "Olmaz böyle şey, bize yazılı müracaatta bulunun" demesi üzerine türlü bahaneler uyduracaksın... Bir yazışmanın olmadığı konular sadece ricada kalır oysa... Federasyonun da rica ile F.Bahçe gibi bir çınarı "Hadi seni Bank Asya'ya düşürelim" deme hakkının olmadığını, bugün sokaktaki genç çocuk bile bilir... Ama bir yerde, sözde hak korumacılık yapanların kurbanı olmaktadır F.Bahçe... Ya da "Federasyon çözemeyecek Devlet gelsin, yardımcı olsun" demek de çare değildir bugüne... Öncelikle şu anda görevde olan yönetimin acele bir kongre kararı alması gerekir... Ama öyle seçimsiz; sadece muhabbetlerin yapılacağı kongre değil... O kongre, seçimli olmalıdır mutlaka... Yapılacak seçime de, bu yönetimden hiç kimsenin girmemesi gerekir... Nedeni ise... BAZI YÖNETİCİLER ÇOK SAF Aziz Yıldırım'ın başkanlık döneminde, o yönetim birkaç kişi dışında başkanın yaptıklarından ve yapacaklarından haberdar edilmemiştir... İşte son olaylar bunun en büyük örneği... Yetkili isimlerden kimler tutuklu? Yönetimden 3 kişi ve bir de muhasebe müdürü... Bugün başta Ali Koç olmak üzere "yılmaz savunuculuk" yapanlar gerçekten çok saf ve temiz düşünceler içinde... Çünkü onlar diyorlar ki "valla biz hiçbir kirliliğe şahit olmadık!" Doğrudur... Olmadılar, çünkü hiçbir şeyden haberleri yoktu ki... Eğer en ufak bir duyumları olsaydı, bugün saf duygular içinde tutuklu başkanlarını ve yöneticilerini savunmaz, eldeki değerli futbolcularını satmak zorunda kalmazlardı... Şu F.Bahçe'nin durumuna bir bakınız... Elindeki futbolcuları bir bir çıkarmaya başladı... Artık havalimanında uğurlamalar, şölene dönüştü... Taraftardan destek için kart alması isteniyor... Oysa tesis zengini; her spor dalında yıldızlara sahip, şampiyonluk kupalarını müzelerine sığdıramayan bir F.Bahçe, artık kendine gelmelidir... Bunun tek ilacı sevgidir, bütünleşmedir, kenetlenmedir... TEK ÇARE VAR: SEÇİM Çare, ufukta falan değil, en yakında yapılması gereken "seçimli" kongredir... Çünkü moralsizliğin dip yaptığı bir takımı, ayağa kaldıracak tek olay yeni yönetimdir... Ama Yüksek Divan Kurulu Başkanı Sayın Yüksel Günay'ın dediği gibi "Seçim yapılsa bile Aziz Yıldırım'ı aday gösterir yine ona kazandırırız" mantığının da rafa kalkması gerekir... F.Bahçeliler, bazı gerçekleri mutlaka görmelidir... O gerçek; suçsuz dahi olsa, şu anda tutuklu olanlar için, yüzde bir bile ihtimalle "acaba" sorusunu akıllarından çıkarmaması gereken bir sağduyulu topluma ihtiyaç var... Aziz Yıldırım bugün kurtulsa, yine onu bağırlarına basar bu taraftar... Basmalıdır da... Çünkü o, kolay unutulacak bir isim değildir... Ama ya suçluluğu kanıtlanıp hüküm giyerse ne olacak? İşte esas yıkım o zaman olur... "Biz kimin için savaş vermişiz" gibisinden hüsran, ondan da acı pişmanlık duyan o insanları ve F.Bahçe markasını kim kurtaracak peki? YÜRÜMEKLE YOLLAR AŞINMAZ AMA... Bugün; Türkiye'nin her tarafında TFF'yi protesto yürüyüşleri, yol kapatmak, sloganlar, pankartlar, bir kenetlenmenin dışında, hiçbir şeyi geri getiremeyecektir... Avukatların, sadece taraftara şirin gözükme adına yaptıkları öfke dolu, ateşli konuşmalar günlük maceradır sadece... Bugün; UEFA'yı Nyon'daki merkezinde protesto etmek F.Bahçe'ye hiçbir şey kazandırmayacaktır... Bugün, UEFA'ya, TFF'ye protesto mailleri göndermek, boş işlerin bir uzantısıdır sadece... Bunlar günü kurtarma ve taraftara şirin gözükme sahnelerinden başka bir getirisi olmayan davranışlardır... Bugün; seçim ve yeni yönetim, yeni başkan dönemidir... Bugün; kaybedilmişleri geri almaktan öte, geleceği kurtarma günüdür... Bugün; gerçek F.Bahçeli'nin "kan tükürüp, kızılcık şerbeti içtim" deme, ama bunun yanında da sarı-lacivert renklerin geleceğine temiz ve güçlü sayfa açma günüdür... Aspirinle baş ağrısı geçirme yerine, temiz havada bol oksijene ihtiyacı var bu F.Bahçe'nin... Çünkü gerçekler, acı olsa da, insanoğlu acı çekmeye alışıktır... "Böyle kalmaz, zamanla düzelir elbet Bu da geçer arkadaş, buna üzülme. Yarın başka bir gündür, yarını bekle Bu da geçer arkadaş, sakın üzülme"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.