Beşiktaş bunu hep yapıyor!

A -
A +

Bir tarafta, 23 yıllık hasret... Diğer tarafta "Neden olmasın" morali... F.Bahçe'nin de, Beşiktaş'ın da sanki "hayattaki son istekleri" gibi algıladıkları karşılaşma, işte bu yüzden, milyonları aynı 90 dakikaya odakladı... Ve o heyecandan, o müthiş mücadeleden, o stresli dakikalardan zaferle çıkan da Beşiktaş oldu... *** F.Bahçe'nin kadrosuna baktığımızda, sezon başından beri, belki de hep bu 11'in özlemi çekilmişti... Tüm ustalar bir aradaydı... Sadece Appiah'ın yokluğu vardı... O da gerçekten hissedilmiyor değildi hani... Tuncay'a sağ kanatta yeni bir boğuşma alanı açan Zico, onun bindirmelerine destek vermesi için, Önder ve Aurelio'yu görevlendirmişti... Sahanın her yanında o vardı... Her top onunla buluşuyordu... O Aurelio dün, inanılmaz bir futbol sergileyerek gözümüzün pasını sildi... Tuncay ise bu maça öyle motive olmuştu ki, karşısında bir heykel gibi her defasında Baki'yi gördüğünde, futbolu unutup, çoğu zaman sinirine hakim olamadı... Sanki kafasına koymuştu... Baki'yi ne yapıp, ne edip, hakeme attıracaktı... *** Saha ve muhteşem seyircisinin desteğinde, orta alanda Tümer'le fazla bir kazanç elde edemeyen F.Bahçe, Kezman'ın uzun toplar istemesine rağmen, bunları bulamaması yüzünden, ilk yarıda oyundaki denge unsurunu kendi lehine çeviremedi... Runje'nin iki pozisyonu etkisiz kılması dışında, sarı-lacivertlilerin, alkışı hak edecek tek atağı olamadı... Defans bloğunda ise bir şaşkınlık ve dağınıklık hakimdi sanki... Hatta öyle ki; ilk maçın 1-0'lık avantajı ile maça çıkan Beşiktaş, F.Bahçe savunmasının ikram ettiği iki pozisyondan, beceriksizlikten değil, beklemedikleri bir hediye buldukları için faydalanamadı... *** Geçen hafta Antalya karşısında, sezonun en kötü futbolunu ortaya koyan, hatta rezil olan Beşiktaş ise, İbrahim Üzülmez'ine kavuşmuş, Nobre'nin "Bu maçta oynamam" lazım inadı ile sakatlığını yenmiş haliyle Saracoğlu'nda sadece bir devre derli toplu görünüş sergiledi... Delgado'nun isteksiz futbolu dışında, siyah-beyazlılarda'ın bundan iyisini yapması çok zordu... İkinci yarıya başlar başlamaz Tuncay'ın direkte imza bırakan şutu, ibrenin F.Bahçe yönüne kaydığının işaretiydi sanki... Hemen arkasından Alex'in Runje'yi aşamayan şutu, ardı arkası kesilmeyen ataklar "geliyorum" diyen turun habercisiydi... Ve 56. dakikada Gökhan ve Mustafa Doğan'ın arasından sahanın o ana kadar en kötüsü Tümer, Runje'yi şimşek gibi avladı... Geri kalan dakilarda Aurelio'nun müthiş mücadelesi, Baki'nin güme giden golü, hakem Dereli'nin "eyyam" kokan yönetimi ve uzatma dakikalarında, kötü siyah-beyazlıların, süper golcüsü Nobre'nin kafası, Beşiktaş'ı finale taşıyordu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.