Beşiktaş çok bekletti!

A -
A +

Kadro yanlışlığı nedeniyle Trabzon yenilgisine çanak tutan Tigana, dün de UEFA Kupası yolunda Beşiktaş'ı zar zor mutlu eden adam oldu... 82 dakika ölüp ölüp dirilen siyah-beyazlı takım, rakibin 10 kişi kalmasını iki golle değerlendirip, sadece günü kurtardı... *** Siyah-beyazlı takımdaki hocalık ömrüne bir iki maç biçilen Tigana'nın bu telaşı, kadro üzerindeki radikal değişikliklerle kendini belli etti. Baki Mercimek'i stopere, iki İbrahim'leri kenar savunmasına çeken Fransız Hoca, orta bloktaki yığılmaları da Kleberson, Mehmet Sedef ve Delgado ile kontrol altına almayı düşünmüştü. Burak'ı da, Nobre ve Bobo'ya destek verecek konumda sahaya süren Tigana'nın hesapları, ilk 35 dakika pozisyon üretemedi. 36. dakikada, Burak'ın, düştü mü, yoksa düşürüldü mü tartışmaları içinde kazanılan penaltı pozisyonuna kadar tek atak yapamayan Beşiktaş, ne yazık ki penaltı atışını da Bobo ile bozuk para gibi harcadı. *** CSKA Sofya'nın, deplasmanda alınacak bir puanın hesapları içindeki oyun tarzı, orta saha hakimiyetine dönüşünce, ilk 45 dakikada Beşiktaş, rakibini kıstıran değil, seyreden taraf oldu. Kleberson'un, inanılmaz vurdum duymaz futbolunun, tribünleri de kızdıracak kadar kötü olması, aslında Tigana'nın suçuydu. Çünkü Fransız Hoca, Kleberson'u savunmanın önünden bir adım öteye çıkarmayan anlayışı ile bu futbolcuya, devamlı ikazlarda bulundu. Bu yüzden tek pas yapacak isim Delgado kalmıştı... Ama o da, forvetine değil, kendisine oynayan görüntünün dışına çıkamadı. Ve koca 45 dakika, Beşiktaş'ın gol atmak için değil, yememek için kurguladığı bir kötü futbol organizasyon anlayışıyla, heba olup gitti. *** Soyunma odasında belli ki, azar işiten siyah-beyazlı futbolcular, ikinci yarıya daha bir istekli başladı. O ilk yarıda, sanki 40 yıllık Beşiktaşlı gibi havalarda gezinen Burak, biraz daha kendini takım oyununa vermiş, Kleberson da forvetine daha fazla yardıma koşar hale gelmişti. Ama Delgado cephesinde değişen bir şey yoktu. O inatla futbol oynamak istemeyen Arjantinliye hocası, tahammül edemeyince bütün ümitler, oyuna giren Ricardinho üzerinde odaklandı. Ama, mutluluğun, sevincin, coşku bir türlü gelmiyordu... Taa ki 82. dakikaya kadar... Kleberson'un iğne deliğinden geçen şutu, galibiyetin kapısını açarken Gökhan Güleç de son sözü söyleyen adam oldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.