İstanbul'un yağmuru bir başkadır. Bazen E-5'i, bazen Merter'i, bazen İkitelli'yi alır kucağına. Ve boğar oraları, içindeki canlı cansızlarıyla. O yağmur dün gece İnönü'yü de esir aldı. Ligin en zevkli geçmesi beklenen karşılaşması, yağmur ve seli takmayarak, golleriyle, mücadelesiyle unutulmaz bir geceye imza attı. Manisa kadrosundan sadece İsmail-İbrahim Üzülmez değişikliği yaparak sahaya çıkan Beşiktaş, eski hocası Ertuğrul Sağlam'ın radikal değişiklikler yaparak, as futbolcularını kenarda tutup, fizik güçleri daha iyi olanları sahaya sürmesi ile öldüresiye mücadele etmek zorunda kaldı. Yağmur, Bursasporlu futbolculara "vız gelip, tırıs geçmişti" sanki. Onlar hep ayakta kalırken, ikili mücadelelerin hepsinde galip gelirken, Beşiktaş, çoğu zaman komik durumlara düştü. Böyle bir maçta, futbolun inceliklerini beklemek hayalcilik olurdu. Öyle olmadı. Bursaspor defansı ve orta sahası, böyle ağır bir sahada hata yapmamak için büyük uğraş verirken, Beşiktaş forvetleri, kendi bölgelerinde, top ayaklarında yokken dinlenmeye geçti. Ne Tello adam kovaladı, ne Bobo. Ekrem'e birkaç haftadan beri bir şeyler oldu sanki. Mustafa Denizli, bu futbolcunun nesine güveniyor da bu kadar şans veriyor kendine. Beşiktaş; 19. dakikada yediği ilk golde de Ekrem'in yalan koşusunun bedelini ödedi zaten. Nihat için çenemizi boşuna yoruyoruz. Ne Denizli bizi duyuyor, ne de Nihat bildiğinden vazgeçiyor. Bir futbolcu takımına bu kadar köstek olur. Tamam anladık, yönetim inanılmaz paraları saydı bu futbolcuya. Zararı kasasına. Ama onun sahada olması ise Beşiktaş'ın zararına. Dün bir devre, hiç ama hiçbir şey yapmadı yine. Sercan'ın, İstanbul büyüklerine kapılanma sevdası uğruna müthiş pozisyonlar yakalayıp kaçırdığı karşılaşmada, Beşiktaş'ın ilk yarıda bir defa bile Bursaspor kalesine etkili yaklaşamaması biraz da fizik güçlerinin Bursaspor karşısında ezikliğinden dolayı idi. 2. yarıda Nihat'ın yerine giren Nobre, 9 ay sonra golle tanışırken, bu atak 56 dakika sonra Bursa kalesindeki ilk tehlikeydi zaten. Yalnız bu gol öncesi faul atışı için, hakem Özkalfa düdüğünü çalmamıştı. İşi idare etti sizin anlayacağınız. İkinci atak da penaltıdan Bobo'nun ayağından geldiğinde, Beşiktaş işi bitirdim zannetti. Ama Bursaspor, 86'da Ergiç'in, 89'da Zapotocny'nin golleri ile Beşiktaş'ın mutluluğuna kan doğrarken, yeşil-beyazlılar, Rüştü ve Ferrari sakatlığını da fırsat bilip, bir gecelik de olsa, liderlik koltuğuna oturdu.