Kibarlığın da bir ölçüsü vardır... Bazısı eğilmekten bel fıtığı... Bazısı, el ovuşturmaktan helâk olur... Saygı ve sevgiyi, yalakalıkla karıştıranlar yüzünden, bazen, kimin gerçek kibar, kimin de gerçek menfaatçi olduğunu kestiremeyiz... Ama bilinen ve görülen o dur ki; aşırı, lüzumsuz davranış bozuklukları yüzünden, birileri kendini hep nimetten sayar... *** Şu ana kadar 32 puan kaybetmiş bir takım, Türkiye Ligi'nde şampiyonluğunu ilân etti... Dile kolay... Bu 32 puan kayıp, belki daha da yükselecek... F.Bahçe'nin peşine takılan Beşiktaş ve G.Saray'ın kayıpları, daha da büyük... Koca bir ligi, kayıplarla boğuşan takımlardan en az zarara uğramışa emanet ettik... Futbol yönünden doyurucu olamamış bir ligin, maratona katılmışların süper hızlısına değil, yavaşların içindeki en hızlıya nasip olması, gelecek yıllarda bu ligin tadını tuzunu kaçıran bir sebep olarak karşımızda durmaktadır... Verilen dolarlar, eurolar, karşılığı alınamayanlar tarafından, adeta "gasp edilmiş" gibi geliyor bize... "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" misali, kimse "tantana" etmemeli bu ülkede... Paraları kepçe ile götürenler, asgari ücretin 403 YTL olduğu bir ülkede, bu kadar vurdumduymaz ve fırsat kollayıp, bizlere hiçbir şey vermeden çekip gidemezler, gitmemeliler ... *** Küçük mutlulukları, büyük taşkınlıklara getirenleri suçlamıyoruz... Çünkü onlar, bekledikleri bir kupaya öyle veya böyle kavuşmuş insanlar... Buraya kadar olan, işin güzel ve her şeye rağmen mutlu yanı... Bir de, Türk futbol seyircisinin hırs ve kin yüklü davranışına bakalım... İnsanın, insanlığından utandığı, gözlerin kan basıncı yüzünden kırmızı çanağa döndüğü, öfkenin taştığı, kardeşin kardeşi tanımadığı bir ortamda oynanan maçlara, biz mücadele diyemeyiz ki... Bursa, öyle veya böyle bir şehir değil... Modernlikte, İstanbul'u, Ankara'yı sollayan yapısı ile, Anadolu'nun en kaliteli bir kenti, ne yazık ki, artık zihinlerimizde aynı kanaati taşımıyor... Artık Bursa adı, bizim zihnimize öfkenin, düşmanlığın, küfrün merkezi olarak yerleşmiş bir anıdır... Ne için? 20 bin kişi yüzünden... "Maç sevdalısı" diyemeyeceğimiz, sadece timsahın korkunç görüntüsü ile eşdeğer ürperti içinde karşımıza dikilen bir topluluğun, futbolu futbol kılığından çıkarması, bir koca şehre mâl edilmese de, gelecek günlerin endişelerini de maalesef, zihinlerde tazelenmiştir... *** 30 yıllık spor basını geçmişimizde daha bugüne kadar 20 bin kişinin bir ağızdan tekbir getirmesine şahit olmadık... Tabii böyle anlatınca mükemmel bir olay gibi gözüken bu manzara, görmeyenlere sadece "Helâl olsun" dedirtir... Ama, o tekbir getiren insanlar, bir elleriyle boğaz kesme, kol bacak koparma işaretleri yaparsa, işte orada düşünmek gerekir... Çünkü onlar, Beşiktaşlı futbolcuları, boğazlanacak bir hayvan gibi görüp, işin içine tekbiri de katıp vahşileşen bir ortam oluşturursa, işte o zaman, külâhlar değiştirilir... Ne oluyoruz yahu? Bu kinin, geçmişte yaşanmış ama ispatı bile yapılmamış bir "şike iddiası" yüzünden bu noktalara gelmesi çok acı... Çok vahim, çok üzüntü verici... O insanların, yüz ifadelerini görmenizi isterdik... O insanlar, insan kılığından çıkmışlar da, Atatürk Stadı'nın tribünlerinde konuşlanmıştı sanki... O manzarayı biz gördük, inşallah bir daha görmeyiz, kimselerin de görmesini istemeyiz... *** Gerçek o ki; futbolumuzda birileri seviniyor, birileri üzülüyor... Bizler de üzülenler saflarındayız... Çünkü gidişat, hiç de iç açıcı değil... Statlar, gözü dönmüşlerin uğrak yeri oldu artık... Küfürlerin rahatça edildiği, tehditlerin en frensiz şekilde salındığı, vahşileşmenin en normal karşılandığı bu alanlar, şimdi, aklı başındaki insanların kaçtıkları ve etrafından bile geçmeye korktukları arenadır... Bu mekânların, hiç istenmeyen şekle girmesinde baş rol oynayanlar, yönetimlerdeki, ağzından çıkanı kulaklarının duymadığı insanlar, bazı başkanlar, tribünleri rant yeri gibi gören amigolar ve tayfalarıdır... Futbolun içine, artık "kin" karışmıştır... "Menfaat" karışmıştır... "Korku" karışmıştır... Ve de "tehdit" karışmıştır... İşte bu bileşkenler yüzünden, futbolumuzun istikbali de, ligimizin akıbeti de meçhuldür... Sakın kimse "Amma karamsarsın" demesin... Bütün bu olumsuzlukları görmemek, görme özürlü insanları bile çileden çıkarır... Battık, batıyoruz, daha da batacağız gibi... Çünkü herkes, kibarlık değil, yağdanlık olma peşinde... "Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete"