Aynı geline sevdalı iki delikanlı gibi Beşiktaş ve G.Saray göğüs göğüse, yürek yüreğe çarpıştı dün gece... Bazen tekmeler, bazen yumruklar konuştu... Çünkü iki delikanlının da sevdası ateş çemberi gibiydi... İkisinin de pes edecek niyeti yoktu... Ama sonunda düğün birisine nasip oldu... Damadın adı Beşiktaş oldu... Terim hayatında yemediği toplu küfürle çıktığı İnönü'de takımını bundan daha iyi motive edemezdi... G.Saraylı futbolcular, Beşiktaş'a düğünü zehir etmek için her türlü yolu denedi... Ama yılmayan Beşiktaş, 100. yılında taraftarını adeta 100 milyar kere mutlu etti... Hani Kayahan'ın o nefis şarkısında dediği gibi oldu her şey: "Bizimkisi bir aşk hikayesi Siyah beyaz filim gibi biraz..." 25 bin kişilik tribünlerin dar geldiği, milletin omuz omuza seyrettiği maçta heyecan ve gerilim yerini bir dakika olsun sessizliğe bırakmadı... Çünkü dün gece bir köklü kulübün 100. yıl anısının tarihe geçeceği geceydi... ...Ve sonunda geçti de... Beşiktaş'ta kimsenin hakkını yemeyelim... Lokum gibi golleri ukalaca kaçıran İlhan ve Pancu'ya sakın kızmayalım... Orta sahada sadece ayakta durabilen Tayfur, Guinti ve Sergen'i ayıplamayalım... Sakın ola ki; bu Beşiktaş'ı bir maçta değil, sezon başından beri olan inatçı ve kararlı tavrı ile alkışlayalım... Beşiktaş, 100. yılda gelen bu muhteşem hediye ile bir 100 yıl daha idare etse yeridir... F.Bahçe gibi 100 trilyonluk takıma tur bindiren, G.Saray gibi onlarca yıldızı almasına rağmen mutlu olamamış rakibe nal toplatan, elindeki liderlik bayrağını haftalardır kimseye bırakmayan bu Beşiktaş alkışlanmaz da ne yapılır?... Eli öpülmez de ne öpülür?... Ona selam durulmaz da kime durulur?... Bu şampiyonluk, "Nefis bir aşk hikayesi" gibi bir şey... Sevenlerin, sevilenlerin, tüm renkler gibi, ama en çok "siyahla beyazın" kaynaştığı bir aşk hikayesi...