Bir atımlık barut

A -
A +

G.Saray bu Olimpiyat Stadı sevdasından vazgeçmeli bir an önce... Günün anlam ve önemi ne yazık ki bu stadda kayboluyor... Boş tribünlerin çirkin görüntüsü maçın da futbolcuların da havasını kaçırıyor... Ya bu tribünleri dolduracaksın ya da bu dağbaşındaki staddan kaçacaksın arkadaş... *** Şampiyonlar Ligi'nde bir zamanlar puan avcısı olan G.Saray, bu sene iki maçta da sıfır çekince gözler dün geceye çevrildi... Bir Yunan takımıyla oynamanın daha gergin atmosfer çemberi baskısı G.Saray'ı hırslandıran unsurdu... Her ne kadar seyircisi küskün olsa da G.Saray gösterişli formasıyla Olympiakos'u ilk dakikalarda köşeye sıkıştırmayı planlamıştı... Belli ki sarı-kırmızılı futbolcular hocaları Terim'in 'Topa asla uzak durmayacaksınız' tembihi altında Yunan takımına 4. ve 7. dakikalarda iki yoklama çekti... Ergün'ün şutu 'ahlar' arasında direğin hemen üzerinden giderken Hakan Şükür'ün kafası yan direkte iz bıraktı... Bu iki pozisyon 'Geliyorum' diyen golün habercisiydi... Ve 9. dakikada Cihan ustalara yakışır bir vuruşla G.Saray'ı Şampiyonlar Ligi'nde kendine getirdi... *** İlk yarıda kopuk kopuk ve dalga dalga bir iki cılız atak dışında G.Saray'ın hanesine artı sayılacak olumluluk işaretlenmedi... Oysa Mondragon Olympiakos'un hızlı forvetleri karşında bir kaç defa zor durumda kaldı... Orta sahada hareket sahalarını kısıtlı bölgelerde kullanabilen Ayhan, Bastista ve Sabri hücum zenginliğine güzellik katamazken forvette Hakan ve Arif yanlızları oynayan tiyatro oyuncuları gibiydi... G.Saray ikinci yarının hemen başlarındaki görüntüsüyle 1-0'ın gölgesinde kalmış gibiydi... Ama Olympiakos'un hızlı forvetleri her an bir can yakacakmış gibi Mondragon'u tehdit ediyordu... Nitekim Kolombiyalı kaleci 47. dakikada Castillo'nun şutunu çıkartırken maçın skoruyla da oynuyordu... 59. dakikada adamların direkte patlayan şutu ve daha bir sürü pozisyon da işin cabasıydı... Koca bir 90 dakikada Cihan'ın golü, Hakan'ın kafası ve bir de sahanın en küçük adamı Sabri'nin bostan korkuluğu gibi bir adam olan kaleci Bucek'i sakatlaması dışında G.Saray'da bir enteresanlık göremedik... Hakem Urs Meier ise tertemiz bir maç yönetirken, sahada en fazla koşan isim olarak güne imzasını attı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.