Bir avuç uyanık adam

A -
A +

Bizim medya, genelde skora göre yön çizdiği için, bazen kontraya düşer gibi oluyoruz... Ama işin aslına bakarsanız, Lazio galibiyeti bir zaferden çok, bir şans galibiyetidir... Bir koca "İtalyan firmasını" yenmek tabii ki kolay değil... 90 dakikada iki atak yapan G.Saray, bizim o özlediğimiz, Fatih Terim'in dönemindeki G.Saray değildi... İşin gerçeği şu ki; Taffarel, Popescu, Fatih, Emre, Okan ve Jardel'i satan, Hagi'yi jübileye zorlayan yönetime, bu galibiyet ilaç gibi geldi, o kadar...  G.Saray'ın geçen sezonki Avrupa başarısına imza atan en büyük isim Jardel, satış yapamayan bohçacı kadınların, mallarını yok pahasına vermeye kalkışması gibi, acele ve son anda posta edildi... Yöneticilere bakarsanız, G.Saray kasasına inanılmaz bir servet girdi... Bu dolar bolluğu, avuçlarını gökyüzüne açmış, sadaka bekleyen futbolcusunun, hizmetlisinin yüzünü güldürdü... Ama göreceksiniz, basında yer alan 10 milyon dolar gibi paranın üçte biri G.Saray'a yâr olmayacak... Bunun içinde Jardel'in ödenmeyen bonservis bedeli, alacakları ve bu Brezilyalı'nın mukavelesine yazdırdığı müeyyidelerin olduğunu akıldan çıkarmayın... Jardel'i satmayı, bir zafer gibi gösteren Cansun, Altaylı ve Üstel yürüyüşlerini ne kadar değiştirseler de, gerçekler, koşar adım üzerlerine geliyor... Jardel gibi adam bulmuşsun, ona bir sene tahammül edemiyorsun... Çünkü serde, cepten para çıkarmamak var ya...  O Brezilyalı, G.Saray'a inanılmaz başarı ve apolet getirmiştir... Gollerine asla lâf söylenmez... Profesyonelliği ise, en ince şekilde yan cebinde taşıyor... Adamın bir bedeli var tabii... Daha önce razı olunan, kabul edilen ve ödeyeceğiz diye söz verilen... Jardel, verdiğinin karşılığını alacak tabii... Onu soğutmak için türlü bahaneler uyduranlar, karısının eski fotoğraflarını bile basına sızdırarak, kaçırmanın yollarını aradılar... Elinden içki kadehini düşürmeyen bir basın sözcüsü, saçma sapan beyanatlarla garip görüntüler çizdi... Fatih Altaylı gibi, kalemi kuvvetli, ağzı lâf yapan bir ikinci başkan, yöneticilik kimliği ile resmen sınıfta kaldı... "Jardel mutlaka gidecek" diyerek, Cansun'u avucunun içine aldı... "Okullar olmasa, ne güzel olurdu" diyen Maarif Nazırı ile, "Pahalı futbolcularım varsın olmasın" diyen G.Saray'ın kafa yapıları aynı... En son, Ümit Davala için Milan'ın ayaklarına kapanan yönetim, bu gidişle elde avuçta para edecek ne varsa yakında hepsinin işini halledecek...  Sanki bunlar, batan geminin malları... Onlar, Türkiye'nin gururu olmuş bir takımın "Aslanları." Ama şimdi "Aslanlar" köle yapıldı ne yazık ki... İş bu kadarla bitse iyi... Saf, temiz bir para babası, futbol şubesi sorumlusu yapılarak "Ver babam ver" pozisyonuna sokuldu ve en pahalı Havana puroları tüttürüldü... Ceplerinde akrep gezinenler ise, Albayrak'ın parasıyla, yöneticilik havası atmaya devam ediyor... Albayrak saf adam... Televizyon kameralarının önüne çıkıyor ya, bu da ona yetiyor... Bu ekibe, saf olmayan, ama silik görüntüsüyle teknik direktör Lucescu da, tam bir "Biçilmiş kaftan." Ne emredilirse "Başım üstüne" diyen, bir garip adam... Kadroda şu anda 8 yabancı bulunduran garibin eline, hangi futbolcuyu gönderirsen gönder itiraz yerine "Yarabbi şükür" diyor... Hani derler ya "Böyle başa, böyle tarak." Şimdi taraftar oturmuş, bu sene G.Saray'dan başarılara imza bekliyor... Lazio gibi hiç umulmayan galibiyetler, her zaman gelmez ki... Tek bir amaç var... "Bir avuç uyanık adam" elde avuçta ne varsa satıp "G.Saray'ı kurtardım" diye zıplayıp, hava atma peşinde... Zıplamayın be... Başımız ağrıyor zaten...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.