Bu sezon geniş kadrosu, yıldızlar topluluğu ile şampiyonluğun erken favorisi gösterilen G.Saray, nihayet 9. haftada rahat nefes aldı... Oysa yakın zamana kadar, başta Fatih Terim olmak üzere, bu sezonki yeni transferlerin fazla bir güç katmadığı sarı-kırmızılı takımda, Kayserispor'un, ikramı, ortalığı "güllük-gülistanlığa" çevirdi... Peki, G.Saray Kayseri'yi farklı yenerken çok mu mükemmel oynadı? Hayır... Hamit yine dökülmeye devam etti... Melo'nun ve Engin'in dönmesiyle,Yekta, Sabri ve Ceyhun, bu kadroda yer bulabilir mi? Amrabat'ın bencilliği her geçen gün en ufak bir pişmanlık duymadan devam ediyor... G.Saray'da, Muslera'nın eskiye dönüş yapıp, güven tazelemesi; Riera'nın, Hakan Balta'dan formayı bileğinin hakkıyla kapması; forvette Burak ve Umut'un her an patlamaya hazır olması, G.Saray'ın dün geceki karnesindeki "pekiyi" notlarıydı... Tabii bir de Selçuk'u unutmayalım... Selçuk, sezon başından beri en iyi futbolunu ortayla koyarken, hakkındaki olumsuz düşünceleri de bir maçta silip süpürdü... *** Kayserispor için asla iyi kelimeler kullanmak mümkün değil... Sanki "Ben bu lige fazlayım" dercesine güvenlerini kaybetmiş; takım oyunundan çok, şahsi becerilerle bir şeyler yapmaya kalkan ama bunu da eline yüzüne bulaştıran bir takım olmuş Kayserispor... Hele Berkay ve Malik Fathi gibi, stoperleri olduğu müddetçe, Kayserispor'un iki yakası asla bir araya gelmez bu ligde... İlk yarıda peş peşe gelen 3 golün rahatlığı ile ikinci yarı bir kaytarıcılığın içine düşen G.Saray'a karşı, Prosinecki'nin oyuncu ve taktiksel hamleleri, Fatih Terim'in düşüncelerinin önüne geçtiğinde, ikinci 45 dakika misafir takım daha etkili gözüktü... Ama top bu... 5 maçtır sancılarla boğuşan G.Saray, bir devrelik oyunuyla farklı galibiyete imza atarken kötü hatıraları da tozlu raflara kaldırdı...